Çoğul kişilik kategorisinde misiniz?
Çoğul kişilik nadir görüldüğü sanılan, ancak toplum içinde derece derece de olsa görülebilen bir hastalık. Aile içi istismar ve intihara kadar sürükleyebilen aşırı baskı, çoğul kişiliğin sebebi olarak sayılıyor.
ZAMAN - Yaklaşık her 100 insanda bir görülen 'çoğul kişilik', bireyde ani kimlik değişimlerine sebep olan bir hastalık. Rahatsızlığa kapılan kişide, ayrı kişilik ve kimlikler yaşanıyor.
Hasta, sanki diğer kişiliği yokmuş gibi, o anda yaşadığı kişiliğin tutumlarını ve davranışlarını yansıtıyor. İkinci bir kimliğe geçildiğinde ise orijinal kişilik bazı uç durumlarda genellikle hatırlanmıyor. Ruhsal travma sonucu ortaya çıkan ve etkisiyle uyuşturucu kullanımından intihar etmeye kadar sürükleyen çoğul kişiliğin nedeni ise ailede yaşanan ciddi problemlerde yatıyor.
Birçoğunuz yaşamıştır, gülerek keyifle sohbet ettiğiniz bir arkadaşınız, aniden üzüntüye kapılmış, hatta öfkelenip yanınızdan bile çıkıp gitmiştir. Durumu anlattığınızda, olayı hatırlamadığını bile duyarsınız ondan. Belki siz bile yaşıyorsunuzdur.
Konuştuğunuz şeyleri hatırlamama, kendinizi hiç arkadaşlık etmeyeceğiniz kişiler arasında bulma ve buna benzer ruhsal gerilimler, çoğul kişiliğin belirtileridir. Genellikle küçük yaşlarda sürekli dövülme, ağır cezalandırmalar gibi fiziksel; tecavüz, taciz gibi cinsel ve sevgi gösterilmeme, sağlık, eğitim ihmalleri gibi duygusal travma yaşantıları bu rahatsızlığa yol açıyor.
Hastalık, çocuklarda okul uyumsuzluğu, kardeş geçimsizliğine sebebiyet verirken, gençlerde ise özellikle öfke patlamaları, evde ya da arkadaşları arasında şiddet kullanma, ders başarısında sebebi anlaşılamayan dalgalanmalar olması şeklinde ortaya çıkıyor. Hatta hasta, keyfi yerinde görünürken zaman zaman öfkeli, üzgün ruh hallerine kapılıyor.
Birçok hasta ise bu rahatsızlığın sebebini ya bilmiyor, ya da gizli tutuyor. Sonuçta, rahatsızlığı bilmeyen kişilerce yanlışlıkla daha ağır rahatsızlıklarla karıştırılıp, yanlış tedaviler uygulanıyor.
Hasta, değişik kişiliklerin etkisi ile suç işleyebiliyor. Yaşadığı travma ve ikileme dayanamayanlar ise uyuşturucu kullanıyor, başkalarına zarar veriyor, hatta intihar bile edebiliyor.
İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Vedat Şar, çoğul kişiliğin, travma sıklığının en çok yaşandığı dissosiyatif bozukluklar içinde en ağır olanı olduğunu söylüyor. Rahatsızlığın genelde gizli kaldığına değinen Şar, hastalığın yaşanan bir kriz sonrası ortaya çıktığını kaydediyor. Psikiyatri uzmanı, aileleri rahatsızlık konusunda uyarıyor.
Ailesi tarafından ihmal ve istismara uğrayan kişide bu rahatsızlığın daha büyük bir oranda görüldüğünü belirten Şar, bazı vakaların ise 'görünürde normal aile'de yaşandığını şu sözlerle anlatıyor: "Anne-baba arasındaki problemler saklı tutulmaya çalışılsa bile, durumun farkına varan çocuk bundan etkileniyor. Aile içindeki sıkıntılar ilerleyen zamanlarda düzelse dahi bu rahatsızlık, geç gelen fatura gibi, ortaya çıkabiliyor."
İyi niyetli ailelerde de hastalığın ortaya çıkabileceğini ifade eden Şar, "Örneğin çocuktan derslerinde aşırı derecede başarı beklentisi bile hastalık için risk oluşturuyor." diyor.
İlaç tedavisi olmayan rahatsızlığa, psikoterapi uygulanıyor. Rahatsızlık, uzman psikiyatristlerce uzun dönemli psikoterapi ile tedavi ediliyor.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.