1. HABERLER

  2. MAKALELER

  3. Multipl Skleroz ve Psikiyatrik Hastalıklar

Multipl Skleroz ve Psikiyatrik Hastalıklar

Multipl Skleroz'lu hastalarda psikiyatrik bozukluklar, hastalığın seyri sırasında depresyondan öforiye, psikotik bozukluğa kadar değişen bir yelpazede ortaya çıkmaktadır.

A+A-

Multipl skleroz (MS); aksonal demiyelinizasyon, sklerotik plak formasyonu ve santral sinir sisteminin inflamasyonu ile karakterize kronik nörolojik bir hastalıktır (I). Hastalığın major semptomlar', yorgunluk, motor güçsüzlük. paresteziler, görme bozuklukları , derin duyu bozuklukları , ataksi, kognitif bozukluklar, mesane, barsak ve seksüel fonksiyon problemleri, emosyonel değişiklikler olabilir (1). MS'li hastaların 213' ünde farklı derecelerde psikopatoloji gösterilmiştir (3). Bazı kaynaklarda % 15-90 oranında psikiyatrik bozukluklara rastlandığı belirtilmektedir (4 -5). MS'li hastalarda psikiyatrik bozukluklar, hastalığın seyri sırasında depresyondan öforiye, psikotik bozukluğa kadar değişen bir yelpazede ortaya çıkmaktadır.

MS, genç erişkinlerde ataklar halinde veya ilerleyici özellikte olabilen, santral sinir sistemine ait çe şitli bulgu ve belirtilerle karakterize bir hastalıktır. Günümüzde tedavide hastalığın oluşumunu önleyici veya tamamen düzeltmeye yönelik belirli bir ajan olmamasına rağmen atakların sayısı ve şiddetini azaltmak, bunlara bağlı olarak gelişen özürlülüğü hafifletmeye yönelik tedavi modaliteleri mevcuttur (immun supresan ajanlar, R interferonlar, copolymer.1...).

MS'in birçok nöropsikiyatrik sendromla ili şkisi olduğu bilinmektedir. Ancak MS'li hastalarda psikiyatrik hastalıkların klinik özellikleri ile ilgili yakın dönemde yapılmış az sayıda çalışma mevcuttur (6) .

Önemli mood hastalıklarından bazıları major depresyon, distimik bozukluk, bipolar hastalık, panik bozukluk ve generalize anksiyete bozukluğudur (7) .

Affektif veya mood hastalıklarında emosyonel anormallikler izlenir. Düşünsel ve davranışsal değişikliklerle birlikte hastalar uyku, i ştah, konsantrasyon güçlüğü ve hafıza kaybından şikayetçi olabilirler. Primer mood bozukluklarında tedavi ile bu tür şikayetler reversible olabilir. MS'de görülen kognitif bozukluklarda ise genel olarak irreversıbl bozukluklar görülür. Yapılan değerlendirmelerde, MS'li hastalarda nöropsikolojik testlerde % 34-65 oranında kognitif bozulma gösterilmiştir (3). Psikojenik semptomlar anatomik lezyonlara, nöroendokrin anormalliklere veya fizyolojik değişikliklere bağlı gelisebilmektedir.

ÖFORİ

Öforiyi, mani, hipomani, patolojik ağlama ve gülmeden ayırmak önemlidir. Hastalarda, emosyonel durumlarının dışa vurumunu kontrol edemedikleri zaman hiperaktivite, aşırı neşe, rahatlık, basınçlı konuşma izlenebimektedir.

MS 'deki öforide reversibl mood veya emosyonel durumda dalgalanma olmaz (5) . Genellikle orta yada şiddetli mental bozulma ile ilişkilidir (3). Hastalarda izlenen öforik durum mani ve hipomaniden farklı olarak bir kişilik olarak ortaya. Çıkar. Dış görünümdeki değişiklik devamlıdır. Hastaların tavırları dikkat çekicidir. Önceki dönemlerden farklı olmasının dışında, hasta içinde bulunduğu fiziksel duruma uygun olmayan aşırı bir iyimserlik içinde ya da kayıtsız bir halde olabilmektedir. Hastanın iç ve dış duygulanımında sanki bir dissosiasyon vardır. Bazı araştırmacılar, öforik hastaların kendilerini dış görünümlerinden farklı olarak mutsuz hissettiklerini belirtmektedirler.

Detaylı olarak hastalar sorgulanmaz ise altta yatan depresyon gözden kaçabilir (4,5).

MS 'de öforinin prevalansı konusunda kesin bir fikir birliği yoktur. Hastalığın tipi, süresi, şiddeti prevalans oranlarında farklılık yaratıyor olabilir. En yüksek ve düşük prevalans oranları % 0-63 arasında değişmektedir (5).

Nikoanatomik değişikliklerin, bilateral yaygın subfontal demiyelinizasyon, izolelimbik sistem ve prefrontal korteksle ilişki halinde olan diensefalik merkezlerde olabileceği varsayılmaktadır.

Öfori tablosu olan hastalarda ilaç tedavisi önerilmemektedir. Bunun yerine hasta ve yakınlarına durum anlatılmalı , hastalığın seyrinde oluşabileceği belirtilmelidir (4) .

PATOLOJIK AĞLAMA VE GÜLME

Öfori gibi patolojik ağlama ve gülmede nörolojik bozukluklarda ortaya çıkabilir. Hastalarda önemsiz bir provakasyonla, hastanın duygu-durumundan bağımsız olarak ortaya çıkan gülme ve ağlamadır.

Emosyonla ilgili merkezler arasındaki iletişimsizlikten ortaya çıkar. Patolojik ağlama ve gülme öfori ile örtüşebilir ancak non öforik hastalarda da olabilir (5).

MS'li hastalarda prevalansı tam olarak bilinmemektedir. Pratt'in serisinde; MS'in başlangıcından itibaren hastaları n % 22'sinde çok kolay gülme, % 29'unda kolay ağlama olduğu belirtilmektedir. Langworthy ve arkadaşları ise, % 7-10 oranında hastalarda abartılı emosyonel dışa vurumun olduğunu rapor etmi şlerdir. Bazı kaynaklarda patolojik ağlama ve gülmenin % 10-20 oranında görüldüğü belirtilmektedir(4).

Yapılan çalışmalarda, bilateral serebral etkilenme, stroklu hastalarda oldu ğu gibi ponslezyonlarında, beyin sapı , diensefalon ile serebral özellikle sağ hemisfer veya frontal lob arasındaki yolaklardaki lezyonların yol açabileceği belirtilmektedir.

Antidepresanlar (Amitriptilin, sitalopramin) ve düşük doz L-Dopa tedavide kullanılabilir.

BİPOLAR AFFEKTIF BOZUKLUK

MS ve mani birlikte görülme sıklığına dair az sayıda yayın mevcuttur. Joffe ve arkadaşları MS'li 100 hastada % 13 oranında bipolar bozukluk bildirmişlerdir. Bu oran normal popülasyondaki % 1 oranından yüksektir (5). Bazı yazarlar ise MS ve bipolar bozukluğun bir arada bulunma oranını % 1 olarak bildirmişlerdir (4).

Nörolojik hastalıkların seyri sırasında ortaya çıkan sekonder mani tablosunun klinisyen tarafından primer mani tablosundan (idiopatik manik-depressif hastalık) ayrılması önemlidir (8 ). Aile öyküsü, kullandığı ilaçlar dikkatlice sorgulanmalıdır. Literatürde MS ile ilişkili sekonder mani vakası bildirilmiştir (9)

Depresyon veya bipolar affektif hastalıklar MS ile açık olarak ilişkili olabilir ve bazı vakalarda ilk başlangıç semptomlar olarak görülebilir ( 1 °). MS hastalarında, affektif ve nöroendokrin anormallikler arasında ilişki yaygın olarak gözlenmektedir. (11).

MS ve bipolar bozuklu ğun biyolojik mekanizma temelleri ile birlikte genetik faktörlerinde payı olabileceği belirtilmektedir. MS ve bipolar affektif hastalık öyküsü olan ailelerde, 11 ve X kromozomları üzerindeki genlerle bipolar hastalıktakine benzer şekilde ilişki bulunmuştur (4).

Başka önemli bir nokta da MS'in tedavisinde kulanılan kortikosteroidlerin hipomani etkilerinin olduğudur. MS 'li hastalarda bipolar affektif bozukluğun tedavisinde lityum karbonat, karbamazepin kullanılabilir.

Makelenin Devamı için tıklayınız

Bu haber toplam 17732 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum