Hilmi Yavuz

Hilmi Yavuz

İki Zavallı Tip

İki Zavallı Tip

Samimiyetsizlik, riyakarlık ve ahlaksızlık! Ülkemizde, özellikle de kendilerini okuryazar olma iddiasıyla öne çıkarma gayreti içinde olan bir kısım tiplerin ağır basan özelliği, ya da eski deyişle söylemek gerekirse, 'mümeyyiz vasfı', bu!

Gene de, samimiyetsizlik, riyakarlık ve ahlaksızlık bağlamında iki tipi birbirinden ayırmak gerekiyor: Birinci tipten olanlar, kendi adlarını gizlemeden ya da maske takmadan, ad vermemek kurnazlığıyla birilerine çamur atmayı, hakaret etmeyi 'meslek' haline getirenlerdir. Bunlar yüzünüze güler, arkadan sizi kastederek, ama adınızı vermeden ağız dolusu küfür ederler. Yahya Kemal'in bir rübaisinde dediği gibi, 'riyayı mezhep bilen'lerdir bunlar. Bu tipler, kara çaldıkları kişinin adını vermedikleri için, cevap hakkının doğmayacağını iyi bilecek kadar sinsidirler de! Şark kurnazları, iftiralarının ve attıkları pisliklerin hedefini bulduğunu (zira, kim üzerine alındıysa o'dur, adı geçmeyen kişi!) hem de bunun cevapsız kalacağını hesaplayarak, akılları sıra, bir taşla iki kuş vurduklarını düşünürler. Ama gerçekte kastettikleri kişilerle yüzyüze geldiklerinde de, sanki hiçbir şey olmamış gibi davranacak kertede riyakardırlar da!

İkincilerse, birincilerin tersine, kendi adlarını gizleyip yalanlarına ve karaçalmalarına muhatap kıldıkları kişi ya da kişilerin adını verenler tayfasıdır. Bunlar, genellikle internet sitelerinde boy gösteren ve gerçek kimliklerini birtakım uyduruk 'nick'lerle gizleyerek ve hiçbir ahlaki sorumluluk taşımadan, iftira ve pislik atma yarışına giren ruh hastalarıdır. Minima moralia'dan bile sözedilemez bunlar bahis konusu olduğunda. Zavallı kimlikler!

Aslında, adını gizlemeyip iftira ve yalanlarla taciz ettikleri kişi ya da kişilerin kim ya da kimler olduğunu söylemeyen birinci tip mahluklar ne kertede bayağı ve sefil yaratıklarsa, adını gizleyip iftira ve yalanlara muhatap kıldıkları kişi ya da kişilerin kim ya da kimler olduğunu söyleyen ikinci tipten mahluklar da o kertede bayağı ve sefil yaratıklardır: Buna hiç şüphe yok!

Her iki tipin de, müfteri ve alçak oluşlarının farkında oldukları için ya kendi adlarını ya da iftira ve yalanlarla taciz ettiklerinin adlarını vermemekte bir ölçüde mazur görülebilecekleri sanılır. Ancak, bu onları onursuz kimlikler olmaktan kurtarmaz. Mazeret, burada hafifletici değil, tersine ağırlaştırıcı bir sebeptir;-alçaklığın sebebi!

Temel kural, hem birilerine duyulan düşmanlığı dışavurmak hem de o birilerinin düşmanlıklarını celbetmemektir. Hem birinci hem de ikinci türden tipler için geçerlidir bu! Bir maskenin arkasına gizlenmek (ikinci tipler) ya da karşısındakine, başkaları tanımasın diye maske takmak (birinci tipler)! Oyunun kuralı budur...

Oscar Wilde, 'ona bir maske verin, size hakikati söylesin', derken, herhalde bu tipleri kastetmiyordu. Zira maskeler, her zaman Oscar Wilde'ın sandığı gibi hakikati ifşaya değil, çoğu zaman hakikati gizlemeye yararlar.

Denecektir ki, 'bu yazıda siz de Hilmi Yavuz, hem birinci hem de ikinci tipten mahlukların kimliklerini vermediniz!..' Doğru, vermedim! Nedeni, onlara yaptıkları aşağılık işin ne kertede acı verdiğini göstermekti! Hepsi bu!

Ama 'nick' maskelerinin ardına gizlenenler ve elbette, kimleri kastettiklerini söylemeyenler, bunları açıklamak cesaretini gösterirlerse, ben de onların kimler olduğunu ifşa ederim. Kimsenin bundan şüphesi olmasın!

Yaparlar mı bunu dersiniz? Ben asla ihtimal vermiyorum da...

Bu yazı toplam 4284 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hilmi Yavuz Arşivi