ZAMAN - Çukurova Üniversitesi Kadın Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi (KADUM) Müdürü Prof. Dr. Gülseren Ağrıdağ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hiçbir içeriği ve anlamı olmadığını ileri sürdüğü sabah programlarının kadınları olumsuz yönde etkilediğini söyledi.

Ağrıdağ, televizyonların özellikle sabah kuşaklarındaki kadın programlarının eğitici düzeyden yoksun olduğunu savunarak, bu tür yayınların ev hanımlarının zamanının büyük bölümünü işgal ettiğini ifade etti.

Günümüzde hemen her televizyon kanalında ''çöpçatan'' ve ''kadına yönelik şiddeti'' içeren programların yayımlandığını anımsatan Ağrıdağ, şunları söyledi:

''Hiçbir anlamı ve içeriği olmayan bu tür programlar kadınlarımıza katkı sağlamadığı gibi yanlış yönelimlere de neden oluyor. Ayrıca 'çöpçatan' programlarında kadın ve erkekler televizyonda eş bulmaya çalışıyorlar. Telefonda konuşturup, stüdyoda yüz yüze getirip, hatta evlendiriyorlar. Böyle bir ilişki modeli yok. Bu ileride her anlamda büyük sorunlara yol açabilir. Çöpçatan programlarında halk olmayan bir ilişki modeline inandırılıyor. Şov ve reyting amaçlı bu programlar geleceğimiz olan gençler için ise kötü birer örnek.''

Ağrıdağ, programların yarattıkları sanal gündemle kadınların aile bireylerine ayırdıkları vaktin ve aile içi iletişimin de azaldığını vurguladı.

-''TAMAMEN KALDIRILMALI''-

Kamuoyunu yönlendirme gücüne sahip medyanın kamu yararı işlevini yerine getirmek yerine reyting kaygısıyla ''içi boş'' programlar sunduğunu iddia eden Ağrıdağ, ''amaçsız programların yayın saatini azaltmak sorunu çözmez, tamamen kaldırılmalı. Bunların yerine kadınlarımızı bilgilendirici eğitimlerine ve gelişimlerine katkı sağlayacak programlara yer verilmeli'' dedi.

Ağrıdağ, programlar içerisinde yer alan sağlık bölümlerinde de kadınlara eksik ve yanlış bilgiler verildiğini belirterek, ev hanımlarına, kendilerine faydalı olacağını düşündükleri programları izlemeleri konusunda uyarıda bulundu.

-''PROGRAMLARIN SAYISI VE SÜRESİ AZALTILMALI''

AK Parti Adana Milletvekili Fatoş Gürkan ise kadınların toplumun temel taşı olduğunu belirterek, bu anlamda toplumu yetiştiren kişilerin daha iyi eğitilmesi gerektiğini söyledi.

Gürkan, bu tür programların ''reyting uğruna hazırlandığını ve sadece kadınları değil tüm toplumu etkilediğini ileri sürerek, toplumun geleceği olan çocukları yetiştiren kadınların bu konuda daha duyarlı davranması gerektiğini ifade etti.

Konuyu daha önce Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) ile görüştüklerini ve bu kapsamda yayın yapan programların sayısında bir azalmanın meydana geldiğini anımsatan Gürkan, ''daha önceki çabalarımız sonucu programlarda bir azalma oldu ancak şimdi de 'kısmet' programları çıktı'' diye konuştu.

Bu programların da sayısı ve süresinin azaltılması için gerekli görüşmeleri yapacaklarını anlatan Gürkan, yayıncı kuruluşların kadınlara daha çok kültürel, sosyal ve eğitici programlar sunması gerektiğini bildirdi.

Gürkan, vatandaşlara kendilerine katkı sağlayacak programlara ilgi göstermeleri konusunda uyarıda bulunarak, ''Bu yöndeki gelişmeler toplumun bilinçlenmesi adına atılacak önemli adımlardan birisi'' dedi.

Gürkan, ayrıca ev hanımlarının, meslek edindirme merkezlerine giderek kendilerini daha da geliştirebileceklerini ifade etti.

-''KADIN-ERKEK EŞİTSİZLİĞİNİ ÖNLEYİCİ YAYINLAR YAPILMALI''

CHP Adana Milletvekili Nevin Gaye Erbatur da programların doğru kurguyla hazırlanmasının önemine dikkati çekerek, reyting uğruna kadınların yanlış yönlendirilmemesi gerektiğini söyledi.

Erbatur, bu yayınlarda aile içi konuların açığa çıkarılmasının yanlış olduğunu savunarak, televizyon kuruluşlarının programları yayına sunmadan önce danışmanlık hizmeti alması gerektiğini, programların sosyolog, psikolog, avukat, hatta siyaset bilimcilerden oluşan bir danışman grubu tarafından denetlenmesinin daha uygun olacağını ifade etti.

Konu ile ilgili ''medyada kadınlarda cinsiyet ayrımcılığının ortadan kaldırılması'' amacıyla meclise araştırma önergesi verdiklerini anlatan Erbatur, bu kapsamda medya inceleme komisyonu oluşturulduğunu ve yayınları dikkatle takip ettiklerini bildirdi.

Erbatur, kadın-erkek eşitsizliğinin bu tür programlarda tekrar tekrar vurgulandığını belirterek, şunları söyledi:

''Bu programlarda kadınlar, güçsüz, toplumda kendi istediklerini yapamayan ezilen, erkekten şiddet gören kişiler olarak gösteriliyor. Ev hanımları ezilen, dayak yiyen kadınları gördükçe öz güven kaybına uğruyor. Biz buna karşı çıkıyoruz. Kadınların güçsüz olmadığını ve erkeklerle eşit olduğunu her zaman dile getiriyoruz. Medya bu konuda çok önemli, hem kurumlar hem de yayın kuruluşları bu ayrımcılığı önleyici çalışmalar yapmalı.''

Yayınlarda eşit bakış açıları oluşturulmasının önemine dikkati çeken Erbatur, ''eğer bu sağlanırsa kadınlar toplumda hak ettikleri noktaya gelir. Aksi bir yapılanma yanlış olur, o yanlışlar ise sakıncalı sonuçlar yaratabilir'' dedi.

Erbatur, programlarda güzel, eğitici ve doğru bilgiler verildiği taktirde bunun yararlarının her kesime yansımasının olacağını bildirerek, ''Bizim isteğimiz medyanın bu tür programlar yapması'' diye konuştu.