Stefan Zweig'in "Bir Çöküşün Hikayesi" Eserinin Gestalt Yaklaşımı İle İncelenmesi
Bu çalışma, Stefan Zweig'ın "Bir Çöküşün Öyküsü" adlı eserindeki baş kahraman Madame de Prie'nin Geştalt Terapi yaklaşımıyla incelenmesini amaçlamaktadır
Stefan Zweig'in "Bir Çöküşün Hikayesi" adlı eseri, XV. Louis döneminde sarayda etkin bir konumda olan Madame de Prie'nin Normandiya'daki sürgünü sonrası yaşadıklarını anlatıyor. Eser, Madame de Prie'nin sosyal düşüşü ve psikolojik çöküşünü incelerken aynı zamanda dönemin siyasi ve toplumsal atmosferine de ışık tutuyor. Zweig'in psikolojik portreleriyle ünlü eseri, yazarın kalemiyle dönemin ruhunu yansıtan bir yapıt olarak kabul ediliyor.
Zweig, 28 Kasım 1881'de Avusturya'nın Viyana şehrinde doğmuş ve 23 Şubat 1942'de Brezilya'da hayatını kaybetmiştir. Eserlerinde psikolojiye olan yakınlığı dikkat çeken Zweig'ın 1910 yılında yazdığı "Geschichte Eines Untergangs" adlı eseri, "Bir Çöküşün Öyküsü" (2017) adıyla Türkçe'ye çevrilmiştir. Kitap, XV. Louis döneminde sarayda etkili olan Madame de Prie'nin Normandiya'da bir köye sürgün edilmesi sonrası yaşadıklarını anlatmaktadır. Madame de Prie'nin Geştalt Terapi yaklaşımıyla incelenmesi, Geştalt Terapi'nin değerlendirme yöntemlerinden biri olan Geştalt haritası yöntemiyle yapılmıştır. Bu yaklaşım, temas kurma kapasitesi, terapistin hissettikleri, ihtiyaçların karşılanmasını engelleyen faktörler, temas biçimleri, ilişki kurma ritmi ve destek sistemleri gibi konularda vakanın incelenmesini sağlamaktadır. Madam de Prie, bu yaklaşım sayesinde, psikolojik danışma seansında danışan koltuğunda oturan bir kişi gibi analiz edilerek süreç, Geştalt Terapi kavramlarıyla açıklanmıştır.
Makaleye aşağıdaki bağlantıdan ulaşabilirsiniz.
https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/2629965
Stefan Zweig Kısa Hayatı
Stefan Zweig, 28 Kasım 1881'de Viyana, Avusturya'da doğdu. Edebiyat, felsefe ve tarih gibi konulara olan ilgisi onu bir yazar olmaya yönlendirdi. İlk eseri, "Silberne Saiten" (Gümüş Teller), 1901 yılında yayınlandı. Zweig, özellikle kısa hikayeleri ve biyografik eserleriyle tanınır. İkinci Dünya Savaşı'nın başlangıcında Nazilerin yükselişi sırasında ülkesini terk etmek zorunda kaldı ve sonunda Brezilya'ya yerleşti. Ancak, burada da savaşın acısını gördü ve 23 Şubat 1942'de eşiyle birlikte intihar etti. Zweig'ın eserleri, savaş sonrasında da popülerliğini korudu ve günümüzde de birçok okur tarafından sevilerek okunmaktadır.
Gestalt Terapi Hakkında Kısa Bilgi
Gestalt Terapi, 1950'lerde Fritz Perls, Laura Perls ve Paul Goodman tarafından geliştirilmiştir.
Gestalt terapi, insan davranışlarını anlamak ve kişisel gelişim sağlamak için kullanılan bir psikoterapi yöntemidir. Gestalt terapisinin temel ilkesi, insanların deneyimlerini doğrudan yaşayarak keşfetmeleridir. Gestalt terapi, kişinin şimdiki anda yaşadığı deneyimlere odaklanır ve bütüncül bir yaklaşım benimser, yani kişinin beden, duygu, düşünce ve davranışlarını birbirleriyle ilişkilendirir.
Gestalt terapisi, kişilerin kendilerini daha iyi tanımalarına, duygusal sorunlarını anlamalarına, yaralayıcı düşünceleri, davranışları ve ilişkileri değiştirmelerine yardımcı olur. Gestalt terapi, grup terapisi, bireysel terapi ve çift terapisi gibi çeşitli terapi biçimlerinde uygulanabilir. Gestalt terapisi ayrıca, psikoloji, psikiyatri, eğitim, işletme ve liderlik gibi birçok alanda kullanılmaktadır.
Fritz Perls (1893-1970), Gestalt Terapinin kurucularından biridir. Almanya doğumlu olan Perls, psikoloji, psikanaliz, felsefe ve sanat alanlarında eğitim almıştır. II. Dünya Savaşı sırasında ABD'ye göç etmiştir. ABD'de Gestalt Terapi yaklaşımını geliştirmiş ve yaygınlaştırmıştır.
Laura Perls (1905-1990), Fritz Perls'in eşi ve işbirlikçisiydi. O da Gestalt Terapi yaklaşımının gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Laura Perls, Gestalt Terapi alanında öğretim yapmış ve birçok kitap yazmıştır.
Paul Goodman (1911-1972), bir yazar, şair, filozof ve sosyal eleştirmendi. Gestalt Terapi yaklaşımının geliştirilmesinde Fritz Perls ve Laura Perls ile birlikte çalışmıştır. Goodman, Gestalt Terapi'nin felsefi temellerini oluşturmuş ve insanın bütünlüğüne odaklanan bu yaklaşımın sosyal ve politik bağlamda da kullanılması gerektiğini savunmuştur.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.