Prof. Dr. Nevzat Tarhan

Prof. Dr. Nevzat Tarhan

Genelkurmay başkanımız ne yapmak istiyor?

Genelkurmay başkanımız ne yapmak istiyor?

Türk Silahlı Kuvvetlerimiz maalesef siyasete çekilmeye çalışıyor.

Sarıkız Ayışığı darbe günlüklerinin yazıldığı dönemlerde ‘Ordu Göreve’ başlıkları ile dergiler ortaya çıkmıştı. Bugün de aynı dergiler benzer başlıklar ortaya atıyorlar.
 
28 Şubat’ta Ana muhalefet başkanı MGK muhtırası için ‘Topyekun savaş’,’Ordu Sivil toplum örgütü görevi yapıyor’ tanımlamalarını kullanmıştı.  
 
Şimdi de Genelkurmay Başkanı Kuvvet Komutanları ile beş saat toplantı yaptıktan sonra Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı ile bir saat onbeş dakika ikinci bir toplantı yapıyor. Yargıya müdahale izlenimini veren bu ziyaretler sonrasında göz altına alınan şüpheliler serbest bırakılıyor.
 
Bu durumu siyasete ve yargıya müdahale olarak yorumlamamıza neden olan konu ise Ana Muhalefet Partisi Başkanının ‘Muhtıra verilmedi ama ciddi fren konuldu’ ifadesidir.
 
Türkiye maskeli bir darbe sürecine giriyor diyenler haklı çıkmamalıdır.
 
Türkiye’nin aşiret devletinden hukuk devletine dönüşmesini istiyorsak Amasya Tamimindekiki cümleyi hatırlamakta fayda var: ‘Bu vatanı Türk Milletinin azim ve kararlılığı kurtaracaktır’
 
Tuncay Güney ise tam bir ‘Teflon Adam’ kavga ve rezalet çıkardıktan sonra zevkle seyreden ciddi bir rahatsızlık, suçluluk ve pişmanlık duymayan bir karakter. Herkesi yakıyor ama kendisi yanmıyor.
 
Oldukça zeki, canlı, girişken, heyecan verici, sempatik ve kolayca ilişki kurabilen kişiliği nedeniyle rahatlıkla bilgi toplayabilir. Anlattıklarının çoğunun doğru olduğunu bildiği halde ifadesinin işkence altında verildiğini söyleyerek inandırıcılığını kaybediyor.
 
Kayıtlarını izlediğimiz ifadesi sanki dost meclisinde konuşur gibi, zaman zaman esniyor. Kontrol kendisinde, sanki bir pazarlık sonucu birilerine blöf materyali vermek için konuşturulmuş izlenimi doğuyor.
 
Doğal hali rol yapmak olan bu karekter özelliğinin anlattıkları kanıtlanmadan delil olamayacak kadar zayıf. Fakat bir Psikolojik Savaş bombası olacak kadar da maharetli ve ses getirici. Bu kişinin kimi ne zaman ısıracağını kestiremezsiniz.
 
Ümraniye’de rastlantı sonucu bulunan 27 adet el bombasının ve bugün yaşanan cephanelik zincirinin çözülmesi Türkiyenin kronik hastalığının teşhisini sağladığını görmek çok güzel oldu.
 
Darbelere zemin hazırlamak ve TSK’yı darbe yaptırmaya mecbur bırakmak. Bu gün darbe olmaz diyenlere şunu söylemek gerekir; 27 Mayıs’dan bir gün önce darbe ihbarını yapanlara rahmetli Menderes pencereden mehmetçiği göstererek ‘Bu Asker mi bana silah doğrultacak’ demişti.
 
 27 Mayıs 1960 darbesini de ordunun içindeki sol ve sağ Ergenekon birlikte yapmıştı. Daha sonra EMİNSU yani Emekli edilen inkılap subayları ordunun yarıdan fazlasını oluşturmuştu.
 
Bugünlerde Genelkurmay Başkanı Sayın İlker Başbuğ’un yerinde olmak hiç istemem. Kendisine ümit bağlamış darbe yapması için dört gözle bekleyen Ulusalcı grup ve darbede kilit rolü olan Özel Kuvvetler Komutanlığına kadar uzanmış Ergenekon terör örgütü davası arasında sıkışmış ketum bir kurmay.
 
Gerçi Sayın Başbuğ göreve başlar başlamaz ilk iş olarak Ergenekon tutuklusu iki orgenerali ziyaret ettirmişti ve Eğridir Komando Tugayında mermi kovanını almak isteyen Sayın Cemil Çicek’ e ‘Aman dikkat Ergenekoncu derler’ espirisini yapmıştı.
 
Bu tavır bir numara yakıştırmalarını çağrıştırsa da kara mizah dememiz daha doğru olur. Sayın Genelkumay Başkanımıza eski bir askeri psikiyatrist olarak hisleri ile değil aklı ile hareket etmesini öneriyorum.
 
Çünkü gerçeklerini mantık değil duygu biçimlendiren askeri liderler kendileri ile birlikte orduya da zarar verirler.
 
Sayın İlker Başbuğ Orgeneralim, Hilmi Özkök Orgeneralim gibi davranmaktan başka seçeneğiniz yoktur!
 
Diğer taraftan  Silahlı Kuvvetler içindeki demokrat çoğunluk hukuk çizgisinde kalma duruşunu göstermezse bir kısım orgeneralin yargıya baskı yapmasını gözlemleyeceğiz.
 
Hatta yargının iç siyaset kulisinin Ergenekon savcılarını ve mahkemesini yıpratmak için şeytanca düşündüklerini farketmek hiç zor değil. Oyunu açıklık, kararlılık ve amaca kilitlenme bozar.
 
Savcılara parlamento desteği, kamu oyu desteği ile birlikte askeri istihbarat arşivlerinin de açılması gerçekleri ortaya çıkması için zorunludur.
 
Bu süreci engelleyenlerin gizli Ergenekoncular olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
 
Dengeler ilk defa çoğunlukla milli iradeden yana. MHP'nin hukuktan yana durması tarihi bir kilit taşı hükmünde. Fakat iktidar MHP'nin soylu duruşunu görmüyor gibi.
 
Darbecilere darbe vurmanın bugünden uygun bir zamanı olmamıştı. Bazı askeri bürokratlar sarı zarfı görebilmelidir. Özel Kuvvetler Komutanlığı için idari soruşturma açılmalıdır.
 
Akıllı poliyikacılar en kötü için önlemini alırlar kendilerini en iyiye hazırlarlar. Yemen Devlet Başkanının darbeci Kıdemli bir Başçavuş olduğunu unutmayalım.

Bu yazı toplam 3770 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Prof. Dr. Nevzat Tarhan Arşivi