1. HABERLER

  2. KONGRE-SEMİNER

  3. Ani Eryorulmaz’dan Evliliği Krize Götüren Alışkanlıklarla Başa Çıkmanın Yolları

Ani Eryorulmaz’dan Evliliği Krize Götüren Alışkanlıklarla Başa Çıkmanın Yolları

Zehirli İlişkiler kitabının yazarı Uzman Danışman Psikolog Ani Eryorulmaz, Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Aile ve Gençlik Merkezi – TDVKAGEM tarafından düzenlenen KALEM Söyleşileri’ne ve Sultangazi Müftülüğü Konferans Salonu’na konuk oldu.

A+A-

 Ankara ve İstanbul Söyleşilerinde iş ve aile hayatı ile arkadaş çevresinde sağlıklı ilişki kurmanın ve sürdürmenin püf noktalarını anlattı. Söyleşilere çalışan kadınlar, ev hanımları ve öğrencilerden oluşan kalabalık bir dinleyici grubu katıldı.

Zor ilişki içindeki “hastalıklı” yapılar ve bu ilişkiler için çözüm yollarının arandığı söyleşilerde Eryorulmaz, bir ilişkiye zehirli diyebilmek için “İlişkide olduğunuz kişide değersizlik duygusu, sözel ve duygusal taciz, oyalama, suçlama, katlanma, nefret, terk edilmekten korkma, manipülasyon, gerçeklikten kopma, kontrol, düşünme ve bağlanma sorunları, sınır kişilik bozuklukları, kimlik karmaşası ve boşluk hissi, göz korkutmalar, kendine zarar vermeler, öfke, kavga, narsistik istekler, suçluluk duygusu, zararlı alışkanlıklar, aldatma gibi özelliklerden herhangi birinin var olması düşündürücüdür” tanımında bulundu.  Terapi seanslarında en sık karşılaştığı zehirli ilişkilerden örnekler verip, özellikle evliliği krize götürebilecek noktalara dikkat çekti ve çözüm yollarını anlattı.

Zehirli ilişkiler her iki tarafı da yıpratıyor

Zehirli ilişki yumurta kabukları üzerinde yürümeye benzer. Bu durumu sürdürmek ilişkiye ve bireye onarılmaz zarar verir. Bu tür ilişkiler tedavi edilemezse bireylerde, fiziksel sağlığın kaybı, yeme bozuklukları ve kötü alışkanlıklar gibi sorunları tetikler.

Zor ilişkileri sürdürmenin yolu kişisel sınırları belirlemekten geçiyor

Gündelik hayatta sıkça karşılaşılan örneklerde zehirli ilişkileri gün ışığına çıkarmak çözüme giden yolu açıyor.  İlişkileri sürdürebilmenin öncelikli şartı bireyin fiziksel ve psikolojik sınırlarını öncelikle kendinin bilmesinden geçiyor. Bu doğrultuda birey sınırlarını doğru çizebiliyor. Herkesin dönem dönem ilişkilerinde krizler yaşayabilmesi muhtemel olmakla birlikte, bunları aşma yollarını bulmaları da imkansız değil.

Herkes Evlilik İlişkisini Büyüdüğü Evde Öğreniyor

İki farklı aile düzeninden ve iki farklı dünyadan bireyin yeni bir hayatta bir araya gelmesi evliliği zor kılıyor. Çiftler yeni bir hayat kurarken aslında büyümüş oldukları evde gördüklerinden deneyimlediklerinden oluşan kirli bavullarını da bir araya getiriyor. Evlilik anne-babamızın evliliğini yaşayarak öğreniliyor. Yetiştiğimiz ailede gördüklerimizin istemsiz bir şekilde kurduğumuz ilişkilerde kendini gösteriyor. Evlenen çiftler yeni hayatlarında kendi olumlu ve olumsuz deneyimlerini de bilmeyerek evliliğin ortasına taşıdıkları için ortaya çıkan karmaşa evliliği zorlaştırıyor. Bunun bilincinde olarak hareket edebilen çiftler uzlaşabileceği bir ortama geçebiliyor.

Duygular halının altına itiliyor

İlişkilerini sıkıntıdan uzak tutmak adına duyguları ve düşünceleri halının altına itmek, üstünü örtmek de evlilikleri krize sürüklüyor. Çiftler krizle yüzleşmek yerine onları yokmuş gibi yaşamayı tercih ediyor. Oysa, problemleri örtbas ederek bastıran çiftler giderek evlilikten uzaklaşıyor. Bu alışkanlıktan uzaklaşmak, duyguları kabullenerek yapıcı adımlar atmak ise ilişkiyi sağlıklı boyuta taşıyor.

Yargılamak ve kıyaslamak krizi tetikliyor

Araştırmalar, eleştiri ve yargılama alışkanlığının evlilikleri krize götüren başlıca nedenler arasında olduğunu gösteriyor. Bireylerin ilişki içinde sürekli eleştiri getirmesi, yargılaması ve başka evliliklerle kıyaslaması ilerde meydana gelebilecek daha büyük problemlerin habercisi oluyor. İlişkide duygu ve şikayetleri dile getirmek için yargılamaktan başka yollar da kullanılabilir. Eleştiri yerine duygu paylaşımı ve iletişim, bireylerin birbirlerini daha kolay anlamasına yardımcı oluyor.

Bu haber toplam 3866 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.