Son yıllarda bir türlü önüne geçilemeyen hekim ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarının en büyük mağdurları sayılan psikiyatri hekimleri, yaşadıkları sorunların bir türlü giderilmemesine isyan ederek, acil önlem alınması gerektiğini duyurdular.

Türkiye Psikiyatri Derneği Yönetimi Başkanı Prof. Dr. Ömer Böke, Türkiye’de 10 tane ruh sağlığı hastanesi olduğunu ve bu kurumlarda çalışan hekimlerin yarısının, bir yıl içinde fiziksel şiddet mağduru olduğunu belirterek, “Fiziksel şiddet, itme veya yumruk atma olduğu gibi, bıçakla yaralamaya kadar varabiliyor. Sözel saldırılar ise neredeyse tüm meslektaşlarımızın yaşadığı bir sorun. Psikiyatri hekimleri, sağlık sektöründe en çok şiddete uğrayan uzman sınıfını oluşturuyor. Sadece geçtiğimiz Eylül ayında her 20 psikiyatri hekiminden biri fiziksel şiddetin hedefi oldu” dedi.

Girişimler sonuçsuz

Geçtiğimiz yıl uğradığı saldırı sonucu yaşamını yitiren Dr. Fikret Hacıosman’ın öldürülmesinden sonra önlem alınması için yaptıkları tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını sözlerine ekleyen Prof. Dr. Böke, “Meslektaşımızın katledildiği hastaneye yazı yazarak kanun ve yönetmelikler gereği yapılması gerekenlerin yapılıp yapılmadığını sorduk. Özellikle iş kazası raporunun ve olay analizi ile ilgili hazırlanması gereken raporların tarafımıza gönderilmesini istedik ancak hastaneden yeterli yanıt alamayınca Sağlık Bakanlığı ve Çalışma Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na son altı ay içinde ikişer kez yazı yazdık. Halen ilgili raporları temin edemedik. Yanılmak isteriz ama iş kazası ve olay analizi raporunun tutulmadığını düşünüyoruz” diye konuştu.

Hastanelerde güvenlik yok

Ruh sağlığı hastanelerinin birçoğunda x-ray cihazı ile güvenlik görevlisi bulunmadığını da öne süren Prof. Dr. Böke, “Toplumda yanlış bir kanı var. Cinayet işleyenlerin yüzde 95’inin ruhsal hastalığı yok. Tam tersi ruhsal hastalığı olanların çok önemli bir kısmı şiddete hedef oluyor. Şiddet davranışı ortaya çıkar çıkmaz ruhsal hastalığın gündeme gelmesi, toplumsal sorun ve sorumlulukların inkarından başka bir anlam taşımıyor. Sağlıkta şiddeti önlemek için toplumun önünde duran kişilerin, sağlık çalışanlarına yönelik olumsuz söylemlerde bulunmaması gerekir” dedi.