Vücudun Strese Verdiği Tepki: SOMATİZASYON

Vücudun Strese Verdiği Tepki: SOMATİZASYON

Psikosomatik, psikolojik kökenli olan fiziksel hastalıklara verilen genel addır. Yunancada ruh anlamına gelen "psyche" ile beden anlamına gelen "soma" kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur.

Somatizasyon, psikolojik nedenlerle oluşan bedensel bir hastalıktan kaynaklanmayan ancabedensel belirtilerin ortaya çıktığı hastalıklardır. Yani vücutta ortaya çıkan hastalık belirtileri fiziksel bir problemden kaynaklanmaz, psikolojik problemlerden kaynaklanır.

Neden?

En önemli etkenlerden birisinin ilk çocukluk yıllarında bastırılan içsel çatışmalar olduğu bilinmektedir. Anne-baba ya da topluma karşı bastırılan bu çatışmalar erken çocukluk döneminde bilinçdışıdır yani farkında olunmaz. Çocuk kendini savunamaz, ifade edemez. İçekapanık çocuklarda görülme sıklığı daha yüksektir çünkü içe kapanık çocukların stresle baş etmeleri daha düşüktür dolayısı ile savunma mekanizmalarını iyi kullanamazlar. Dolayısı ile ileriki yıllarda somatizasyon geliştirme oranları diğer kişilere göre daha yüksek olacaktır.

Ergenlik dönemi itibari ile kişinin günlük yaşamında insanlarla olan ilişkilerinde, iş ilişkilerinde yaşanılan stresli deneyimlerle birlikte kişinin kendini ifade edemediği ilk dönemlerdeki bastırmalar tekrar ortaya çıkar. Çocukluk döneminde bir şekilde bastırılan bu sıkıntılar yetişkinlik döneminde geri plana itilemez ve kişi çözüm arayışı içine girer. Sıkıntıların arttığı ya da çözülmediği durumlarda kişinin vücudu sıkıntılara tepki verir. Bu beynin vücuda gönderdiği bir çeşit tepkidir. Problemler çözülemez, psikolojik bütünlüğün tehdit altında olduğu düşünülür ve beyin kendine bir çeşit koruma kalkanı geliştirir. Somatizasyon ortaya çıkar. Ancak tüm bunlar bilinçli olarak gerçekleşmez. Zira biliçdışımızdan kaynaklansa da bu da vücut ve beynin bir çeşit iletişimidir.

Her travmatik durum ya da her sıkıntı konvsersiyon yaratmaz. Fiziksel bir problemin somatizasyon olup olmadığını anlamak için problemin ortaya çıktığı duruma, süresine ve gidişatına bakılmalıdır. Somatizasyon problemlerinde tetikleyici olması şarttır. Yani bir problemi ya da sıkıntıyı takiben ya da her defasında o sıkıntı öncesinde durum ortaya çıkar.

Matematik sınavı öncesi kısmi felçlik yaşayan bir öğrenci ya da uzun süredir babasıyla iletişimi olmayan bir çocuğun babasıyla görüşmeden önce körlük yaşaması somatik problemlere verilebilecek örneklerdir.

En sık karşılaşılan psikosomatik problemler:
Baş ağrısı
Karın ağrısı
Tansiyon
Sürekli yorgunluk, bitkinlik
Ağrılar
Denge sorunları
Görme bozuklukları
Sırt ağrısı
Kas ağrıları
Çeşitli cilt hastalıkları -egzama, zona
Saç dökülmesi

Türleri:
Konversiyon (İçe döndürme):
En sık çocukluk döneminde görülür. Ortaya çıkan belirtiler nörolojik bozukluklarla ve veya fiziksel sorunlarla benzer niteliktedir. Duyma-görme kaybı, yürüyememe.

Vücudu algılamada bozukluk: Bedenlerinin bir bölümünde bir sorun, bir eksiklik olduğu düşünülür ve bu düşünceleri onların sosyal, duygusal gelişimlerini önemli ölçüde etkiler. Ergenlik döneminde ve gençlik döneminde daha yoğun olarak görülür.

Hipokondri: Bu kişiler sürekli hasta olduklarını veya olacaklarını düşünürler ve bedenlerinden gelen belirtileri son derece yanlış yorumlayarak bazı hastalıklara yakalandıklarına inanırlar. Bu da kişinin hem psikolojik yaşantısını hem de sosyal yaşantısını etkiler.

Tedavi:

İlk olarak kişinin fiziksel muayenesi gerçekleştirilmeli ve problemin tamamen psikolojik olduğu ortaya konulmalıdır.

Sonrasında eğer problemin tamamen psikolojik kökenli olduğu tespit edilirse, problemin neden olduğu tetikleyiciler ortaya çıkarılmalıdır. Kişi bunu kendi kendini gözlemleyerek ya da yakınlarından yardım alarak da bulabilir. Hangi ortamlar, hangi kişiler ya da hangi durumlar onu rahatsız hissettiriyor, kendini ifade etmekte zorlandığı ya da kaçındığı durumlar neler?

Bunların doğru tespit edilmesi ile birlikte çözüm arayışı başlamalıdır. Kişinin psikolojik yapılanması, strese nasıl karşı koyduğu ve savunma mekanizmalarını ne ölçüde kullanabildiği problemin çözümü için belirleyici olacaktır. Kişiyi ne besliyor, nasıl ve kiminleyken mutlu oluyor, sorunlarını daha önce nasıl çözmüş gibi soruların cevapları da problemin çözümü için önemlidir.
Çocuklar için süreç daha farklıdır. Çocuk yaşamış olduğu duruma aşırı tepki verebilir ya da tepkisiz kalabilir. Aileler sakin olmalıdır, çocuk için stres yaratabilecek durumlar belirlenmeli ve ortadan kaldırılmalıdır. (Okul-öğretmen fobisi, hayvan korkuları) Bazı durumlarda çocukların kendilerini kapatmalarından dolayı ailelerin çocuğa ulaşması zor olacağından mutlaka uzman yardımı alınmalıdır.

Bununla birlikte psikoterapi ile çocuğun, gencin ya da yetişkinin savunma mekanizmaları sayesinde strese dayanıklılığı arttırılır, kendini, çevresini ve hayatı algılayışı olumlu bir yöne çevrilir. Kişinin hem kendi motivasyonu hem de alacağı yardım sayesinde öncelikle psikolojik problemler çözülecek bu sayede de psikolojik problemlerin ortaya çıkardığı bedensel şikayetler sonlanacaktır.

Sevgilerimle…

Bu yazı toplam 1711 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi