1. HABERLER

  2. KADIN SAĞLIK

  3. TÜRKİYE'DE MOBBİNG YAYGINLAŞIYOR

TÜRKİYE'DE MOBBİNG YAYGINLAŞIYOR

İstanbul Kadıköy'de faaliyet gösteren ve Türkiye'nin ilk Kadın Araştırma Merkezi özelliğini taşıyan Bilge Kadın Araştırma Merkezi (BİLKA) tarafından işyerinde psikolojik taciz raporu hazırlandı.

A+A-
SABAH - İşyerinde psikolojik tacizin ulaştığı boyutların yanı sıra, Türkiye ve dünyada yaşanan psikolojik tacizin bireyler üzerindeki olumsuz etkileri, çözüm önerilerine kadar bir çok tespiti de gözler önüne seriyor.

İstanbul Kadıköy'de faaliyet gösteren ve Türkiye'nin ilk Kadın Araştırma Merkezi özelliğini taşıyan BİLKA, yeni bir rapora daha imza attı. Yönetim Kurulu Başkanlığını Avukat ve Adli Bilimler Uzmanı Alev Sezen'in yaptığı BİLKA (Bilge Kadın Araştırma Merkezi) işyerinde psikolojik taciz (mobbing) raporu hazırladı. Koordinatörlüğünü Dilşat Özer'in yaptığı projede, işyerindeki taciz her yönüyle irdeleniyor.

TACİZDE BULUNAN 18 AYRI KARAKTER

Raporda, uzun bir süre zorbalık, kötü muamele, işyeri terörü, işyeri zorbalığı, iş (çalışan) tacizi, yıldırma, duygusal taciz, kurban etme, gözdağı verme, sözlü taciz, yatay şiddet, psikolojik terör gibi farklı adlarla anılan mobbing'in, günümüzde, örgüt psikolojisi üzerine çalışanların işyerindeki psikolojik şiddeti tanımlamak amacıyla kullandıkları bir kavram haline geldiğine dikkat çekiliyor.

Raporda, Mobbing uygulanan kişilerin ve işyerlerinin genel özelliklerinin olduğundan bahsedilirken, Prof. Pınar Tezcan ile yardımcı Doçentler Fuat Bayram ve Hediye Ergin'in hazırladığı 'İşyerinde Psikolojik Taciz' isimli eserde, işyerinde psikolojik tacize uğrayan mağdurların 18 ayrı karakter tipinde incelenmesi gerektiği ifade ediliyor.

Prof. Dr. Acar Baltaş'ın görüşlerine yer verildiği raporda, çoğu kez üstün mesleki özelliklere sahip kişilerin yıldırmaya hedef olabildiklerine dikkat çekiliyor. Baltaş'ın konuyla ilgili görüşlerinin yansıtıldığı raporda şu ifadelere yer veriliyor:

"Yetkinlik düzeyleri yüksek, dürüst, başarı yönelimli, kendilerini işlerine adamış kişiler bazı kişileri rahatsız edebilir ve şimşekleri üzerlerine çekebilirler. Bu tür kişiler, insanlara güven duyar, iyi niyetlidir, politik davranmayı bilmez. Kurumlarına çok bağlıdırlar ve işleriyle özdeşleşmişlerdir. İşlerini kaybetmek, onları daha da derinden etkiler. Stresle başa çıkamadıkları için özel yaşamları da bozulur, sağlık sorunları baş gösterir."

Raporda işyerinde psikolojik tacizin kar amacı gütmeyen kuruluşlarda, okullarda ve sağlık sektöründe daha yaygın göründüğüne dikkat çekilirken, yüksek işsizlik oranları ve dolayısıyla çalışanın değersiz görülmesi nedeniyle her işyerinde ve her türlü kuruluşta bu suça rastlandığı belirtiliyor. Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın görüşlerinin yer aldığı bölümde ise mobbingin şirket kültürü oluşmamış, patron odaklı firmalarda daha çok yaşandığını belirtirken, Prof. Acar Baltaş'a göre, akılcı ve insan kaynağına değer
veren yönetimlere sahip şirketlerde, yıldırma hareketine az rastlanır. Genellikle yönetim zaafı olan ya da kârlılığı, verimliliği ve disiplini en öncelikli değer olarak gören, ekip çalışmasının yapılamadığı, iletişim kanallarının kapalı olduğu, çatışmaların örtbas edildiği, günah keçisi anlayışının bulunduğu kurumlarda ortaya çıktığı vurgulanıyor.

Prof. Baltaş ise mobbinge başvuranların, genellikle, kendi eksik taraflarını, korku ve güvensizliklerini, bir başkasını küçük düşürerek telafi etmeye çalışan, farklılıklara karşı hoşgörüsüz, ikiyüzlü, kendini üstün gören ya da göstermek isteyen, aşırı denetleyici ve kıskanç kişiler olduklarını ve hedef aldıkları kişinin zor durumlarıyla eğlenerek, kendi yetersizlik duygularını yenmeye çalıştıklarını vurguluyor.

Prof. Tezcan ile yardımcıları, işyerinde psikolojik taciz uygulayan yöneticileri bu davranışa iten ortak özelliğin ''kendi eksikliğini gidermek'' olduğunu belirterek, 15 ayrı mobbingci tipi sıralıyor. Mobbingci tiplerinden bazıları şunlar:

"Fesat mobbingci: Yeni kötülükler arayan bir kişidir. İftiralarla başkalarını yaralamaya çalışır.
Pusuda bekleyen mobbingci: İzleyici konumundadır, hedef kişiye bariz saldırmasa da pusuda bekler. Mağdura yapılan tacizi durdurmaya çalışmaz.
Hiddetli mobbingci: Karakter özelliği nedeniyle fevridir. Sürekli bağırma, beddua etme modundadır. Sinir ve huysuzluk krizleriyle işyerini çekilmez yapar.
Megaloman mobbingci: Kendisini herkesten üstün görür. Kendine olan güvensizliği başkalarına karşı kıskançlık, nefret ve saldırganlık olarak yansır. Bu kişiye göre tüm kaynakların kontrolü kendisindedir. Uydurduğu kurallara herkes uymak zorundadır.
Sadist mobbingci: Başkalarını köşeye sıkıştırmaktan, mahvetmekten büyük zevk duyar. Bu kişi ''sapkın narsist'' olarak da tanımlanabilir. Hiyerarşik kademelerde yükselebilmek için her yola başvurabilir.
Eleştirici mobbingci: Başkalarının yaptığı işten hiç memnun kalmaz, sürekli eleştirir. İşyerinde memnuniyetsizlik ve gerginlik dolu bir iklimin oluşmasına sebebiyet verir.
Dalkavuk mobbingci: Amirlerinin gözüne girmek için yaranma halindedir ve her şeyi yapmaya hazırdır. Amirin dalkavuğu gibidir.
Zorba mobbingci: Sadist mobbingciye benzer. Son derece acımasız ve zalimdir. İnsanlara köle gibi davranır.
Korkak mobbingci: Bir başkasının daha başarılı olacağı, yükseleceğini düşünerek paniğe kapılır. Kendini korumak için mobbing uygulamayı seçer".

TÜRKİYE'DE MOBBİNG YAYGINLAŞIYOR
Mobbing konusunda Türkiye'de çok az araştırma yapıldığı belirtilen raporda, konuyla ilgili şu bilgiler veriliyor:

"Human Resources Management'in, Türkiye'deki mobbing vakalarını araştırmak amacıyla yenibiris.com üzerinden düzenlediği ankete 100 kişi katılmış, katılanların yüzde 56'sını erkekler, yüzde 44'ünü ise kadınlar oluşturuyor. İş hayatında mobbing ile karşılaştıklarını söyleyen katılımcılar, yüzde 81 ile en büyük dilimi oluştururken, hiç karşılaşmayanların oranı ise yüzde 2'de kalıyor. Katılımcıların; Yüzde 70'i, bu davranışı, yöneticisi konumunda olan kişi ya da kişilerin gösterdiğini belirtirken, yüzde
25'i aynı seviyedeki çalışma arkadaşları, yü eren yönetimlere sahip şirketlerde, yıldırma harekezde 1'i de diğerleri tarafından mobbinge uğradığını belirtmiş. Anket sonuçlarına göre; bu vakaların, Yüzde 27'si istifa etmiş, yüzde 25'i bilmezden gelip işe devam etmiş, yüzde 18'i işten çıkarılmış, yüzde 17'si ise bu durumu üst yönetim ya da İnsan Kaynakları yetkilisine iletmiş, yani kurumsal bir yaklaşıma başvurmuş. Geri kalan küçük bir oran ise, farklı sonuçlara ulaşmış; örneğin üst yönetim ile konuşup
değişiklik olmayınca istifa etmiş, durumu ilk amirleriyle paylaşmış ya da benzer bir tavırla karşılık vermişler".

SANAL MOBBİNG SUÇU ARTIYOR
Raporda, günümüzde gelişen teknolojinin ürünleri sayesinde sanal ortamlarda da insanlar birbirini tehdit etme fırsatı bulabiliyor ki bu durum, "sanal mobbing" olarak ifade ediliyor. Cep telefonu ile çekilen görüntü ve fotoğrafların internet üzerinden yayımlanması sanal mobbingin tipik örnekleri arasında gösteriliyor. Öğretmenin sandalyesinin bacağını kesip düşüşünü filme aldıktan sonra video paylaşım sitelerinde yayımlamaktan tutun da, eski kız arkadaşının iletişim bilgilerini yaymak veya fotoğraflarını
rızası olmaksızın internete yüklemek gibi birçok yöntem sanal mobbingin konuları arasında sayıldığının altı çiziliyor. Dolayısıyla sanal mobbing klasik mobbingin çerçevesini genişleterek, ast üst arası psikolojik yıldırma çabasının ötesinde, mobbing uygulamak isteyenlerin eline daha da farklı enstrümanlar sunduğu belirtilen raporda, internet yoluyla elde edilen bilgilerin kişilerin aleyhinde kullanılması da yine birçok kişi için baskı oluşturduğu belirtiliyor. Raporda, hangi şekilde olursa olsun veya hangi amaca hizmet ederse etsin mobbing, kişiyi psikolojik ve ekonomik hasarlarla dolu bir uçuruma sürüklediğine ve intiharlara yol açtığının altı çiziliyor.

İNTİHARA KADAR GÖTÜRÜYOR
Raporda, Almanya Eğitimciler Sendikası GEW'in bu yönde yaptığı araştırmada, Almanya'da 50 bin öğretmen ve öğrenci sanal mobbing kurbanı olduğu belirlendiğine dikkat çekiliyor. Verilen istatistik bilgilere göre, Dr. Leymann'ın tahminlerine göre ABD'de yılda 4 milyon kişi mobbing kurbanı oluyor. İngiltere'de çalışanların yüzde 50 sinin, İsveç'te ise yüzde 25'inin çalışma hayatlarının herhangi bir döneminde "zorbalığa" maruz kaldıkları ortaya çıkmış.

Amerikalı araştırmacı Michael H. Harrison tarafından yakın zamanda ABD'de 9 bin kamu çalışanı üzerinde yapılan araştırmada da, kadın çalışanların yüzde 42'sinin, erkek çalışanların ise yüzde 15'inin son iki yılda zorbalığa uğradığı, bunun kayıp zaman ve verimlilik açısından ABD bütçesine 180 milyon dolara mal olduğu hesaplandığı raporda verilen bilgiler arasında bulunuyor. İsveç'te intiharların yüzde 10 ila 20'sinin işyerlerinde mobbing sonucu olduğu anlaşılırken, İtalya'da yapılan araştırmalar 1,5 milyon kişinin mobbing nedeniyle zarar gördüğünü ortaya koyduğu belirtiliyor. Mayıs 2006'da, Right Management Consulting tarafından, toplam 18 ülkenin çalışanlarıyla yapılan bir araştırmada, sonuçlar, aslında 13 ülkede çalışan güveninin geçmişe göre yükseldiğini göstermiştir. Araştırmalara göre en çok yaşanan mobbing çeşitleri şöyle: "Yüzde 16, olmayan hatalar çc eren yönetimlere sahip şirketlerde, yıldırma harekeıkarma Yüzde 9, ters bakış Yüzde 6, toplantıda aşağılama Yüzde 14, tecrit etme Yüzde 6, duygu ve ruh halinde iniş ve çıkışlar Yüzde 13, kendisinin bile uymadığı saçma katı kurallar koyma Yüzde 9, başarılı işleri açıkça yok sayma Yüzde 5, sertçe eleştirme".

MOBBİNG'İN TANIMI
Latince "mobile vulgus" dan türeyen Mobbing terimi; psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı verme, özellikle hiyerarşik yapılanmış gruplarda ve kontrolün zayıf olduğu örgütlerde, gücü elinde bulunduran kişinin ya da grubun, diğerlerine psikolojik yollardan, uzun süreli sistematik baskı uygulaması olarak tanımlanır.

Son zamanlarda psikoloji, sosyoloji ve hukuk gibi çeşitli alanlarda disiplinlerararası çalışılan bir konu haline gelen "Mobbing", ilk olarak 1960'larda bir hayvanbilimci olan Konrad Lorenz tarafından, büyük bir hayvanın tehdidine karşı daha küçük hayvan gruplarından gelen karşı saldırıları isimlendirmek için kullanılmıştır.
Bu haber toplam 14532 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.