1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Prof. Nevzat Tarhan Siyaset ve Askeri Gündemi Değerlendirdi.

Prof. Nevzat Tarhan Siyaset ve Askeri Gündemi Değerlendirdi.

Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Askerin yanlış yaptık demesi çok zordur. Başbuğ'un yaptığı özeleştiri değil ama topluma bir el uzatma hareketi var. 'Darbeciler TSK içinde barınamaz' demesi devrim niteliğinde bir sözdür.

A+A-

MEHMET GÜNDEM'in Röportajı / YENİ ŞAFAK


Egosuna yenilenler…

Yapabileceğimiz iyi şeylere abarttığımız egomuz engel.

Bireyler için de böyle, toplumsal kesimler için de, kurumlar için de..

Dünyanın hiçbir yerinde devlet askerden ibaret değildir. Tek bir gözbebeği kurum yok, esasında her insan devletin gözbebeği olmalı…

En büyük zararı biz kendi kendimize veriyoruz…

Yücelttiğimiz konumlarımızdan vazgeçemiyoruz.

Algılarımız, tespitlerimiz, tepkilerimiz hep ben merkezli. Aidiyet duygusu ve büyütülmüş egoya bağlı realite körlüğü yaşanıyor.

Hepimiz militanlaşıyoruz. Militarizm de öyle.

Herkesi ve her şeyi düşman görüyoruz.

Bu bakış ne yazık ki en fazla TSK mensuplarında var…

Algılarımız önce bizi sonra da bütün toplumu yıpratıyor.

Yıllarca kurumların yıpratılmaması üzerinde durduk da, toplumun ısrarla yıpratılmasını pek önemsemedik.

Halbuki toplum -devlet dahil- her şeyi içine alır, o sarsılınca geride sağlıklı hiç bir şey kalmaz…

TSK uzun süre kendisini toplumun üstünde gördüğü için toplumun hırpalanması karşısında kendi payına düşen hasarı göremedi…

Kimse yıpranmasın ve bu ülkede hayat hepimiz için artık daha cazip ve daha çekici hale gelsin…

İç içeyiz, birbirimizden vazgeçemeyiz ve birbirimizi etkiliyoruz.

Ne varsa biz yaptık, iyisi de kötüsü de bizim eserimiz…

Elbette egomuzu yenerek daha iyisini yapabiliriz…

Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, aynı zamanda bir ordu mensubu. Tarhan ile Ergenekon'u, yüzleşmeyi, savunma mekanizmalarımızı, Başbuğ ile devam eden sürecin analizini yaptık…

Genelkurmay Başkanı Başbuğ iki hafta arayla konuştu. Bir yanında hukuk ve demokrasi vurgusu var, bir yanında darbe girişimlerinden yargılanan emekli ve muvazzaf askerler…

Balıkesir'de tehditkar konuşmuştu, şimdi 'içimizde darbeciler barınmaz' dedi. Bu fikri seyri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Zor bir pozisyon değil mi?

Bu bir süreç…

Bu kadar güç ve anlamla yüklenmiş askerin psikolojisi nasıldır?

ASKERE EN BÜYÜK KÖTÜLÜK…

CHP de aynı bağlamda askeri mantıktan kurtulamamış…

Bu durum normalleşme aslında…

Ergenekon bu süreçte nerede duruyor, çünkü bir şekilde TSK'yı da etkiliyor…

Ergenekon için aslında ne dedi Başbuğ?

BAŞBUĞ'UN SÖZLERİ DEVRİM NİTELİĞİNDE

Peki 'hukuki sürece saygılıyız, sabırla davanın sonuçlanmasını bekliyoruz' derken karamsar mı, iyimser mi?

Ya olayları karşılama tarzıyla?

Başbuğ'un dil ve üslubunu nasıl buldunuz?

Konuşması değişim vaat ediyor mu?

ASKER DEMOKRASİYİ HAZMEDEMEZ KABULLENİR

Askerin sahici bir demokrasi talebi olur mu?

Tamam darbe yok, darbeler dönemi bitti de siyaset üzerindeki asker vesayeti ne durumda?

TSK'nın kurumsal tavrı sivil paşaları emekli etmeye yetiyor mu?

Asker-sivil ilişkileri nasıl bir değişim içinde?

TSK, demokrasiye bağlı, darbe girişimlerine karşı, Anayasa'dan yana bir mecraya doğru mu gidiyor, bunda neler etkin oldu?

İSTANBUL DUKALIĞI SORGULANMALI

Ergenekon'u kimler sabote ediyor?

Ergenekon yandaşı stratejide Baykal'ın avukatlık rolünü nereye oturtuyorsunuz?

GATA gündemde. Siz de GATA'da çalıştınız. 28 Şubat'ın mağdurlarındansınız. Ne oldu, neden ordudan ayrıldınız?

GATA'dan haksız bir şekilde tayinim çıktı. Mahkemeye gittim ve kazandım. Tekrar tayinim çıktı, tekrar kazandım. GATA komutanı makamına çağırdı; “Nevzat, biliyorum tekrar kazanırsın; fakat o zaman tayinin Şırnak'a çıkacak…” dedi. Ne kusur işlediğimi sordum; “Devlet içinde emir-komuta zinciri dışında bir odak var; seni istemiyor, yaşam tarzınızı beğenmiyor” dedi.

Kim sizin yaşam tarzınızı beğenmemiş?

Batı Çalışma Grubu. Emir-komuta zinciri dışında istihbarat toplu-yor, kişileri fişliyor, yalan ve yanlış bilgilerle hazırlanan raporları YAŞ'ta komutanlara sunuyor ve böylece bazı kişiler ordudan uzaklaştırılıyor. Bu süreç ciddi bir psikolojik harekâtla gerçekleşti-riliyor. Kimilerine Amerikancı, kimilerine dinci, kimilerine kafatasçı denilerek ordu içindeki bir ekip tasfiye edildi.

Fişleme faaliyetlerinin başında kim vardı?

Doğu Aktulga… Atılan her personelin yerine kendi adamlarını yerleştirdi. Bu kişiler Aktulga'ya o kadar sadıktı ki eşler, hatta çocuklar bile istihbarat toplama görevini yerine getirdi. BÇG'nin karargâhı Deniz Kuvvetleri'nde olmasına karşın bu kuruma geti-rilen bilgiler Kara Kuvvetleri personeli tarafından temin ediliyordu. Yani BÇG karargâhı Kara Kuvvetleri tarafından yönlendiriliyordu. Burada bilgiler harmanlanıyor ve ihtiyaca göre servis ediliyordu. Genelde dezenformasyon amaçlı haberler basında yayınlandıktan sonra resmî belge olarak kayıtlara giriyordu. Meşhur andıçlama da bu grubun işiydi. Bizde dostunu düşmanını karıştırmış bir askeri bürokrasi vardı, ana hedef çağdaşlaşma değil, günlük politikaydı. Bir değişim yaşanıyor, umut ediyoruz ki gelişerek devam eder.

Öcalan'a yargı yolu açık, 'YAŞ'zedelere kapalı

28 Şubat, cumhuriyet tarihinin en büyük kadrolaşma operas-yonudur, diyorsunuz. Şimdi ne oldu o kadrolara?

Olduğu gibi duruyor ama çok karamsarlar, deniz gözüktü artık. 'Ya Demokrasi ya Marmaris' başka yol yok.

Peki bu süreçte ne kadar insan atıldı, emekli olmak zorunda kaldı?

10 bine yakın asker zorla, 1565 kişi de re'sen emekli edildi. YAŞ, demokrasi dışı bir kurumdur. Temel vazifesi şûrâ, yani danışma kurulu olan bir kurumun eylem yapması başlı başına bir suçtur. Alınan kararların yargıya kapalı olması, birtakım şeylerin hukuksuz olduğunu gösteriyor. YAŞ kararı ile ordudan uzaklaştırılan askerî personel ne acıdır ki terör örgütü liderine tanınan yargılama hakkından yararlanmak için uğraşıyor. Kendi askeri hakimine güvenmeyen komuta iradesi sakat bir iradedir.

Özkök'ün tavrı TSK içinde destek görüyor

Bütün bu sorunlu yapı içinde darbeye engel olmuş, demokrasiye inanmış Hilmi Özkök'ü nereye koyacağız.

Özkök Paşa erken doğum idi ama yalnız olmadığı görüldü. Zamanı gelmiş söz en güçlü silahtır denir, Özkök bunu çok iyi idrak etmiş, zamanın ruhunu yakalamıştı. Darbeci doyumsuzluğun önünü kesti. Zor bir dönemde heykeli dikilecek işler yaptı… Özkök'ün duruşu, ardından gelen komutanları da pozitif etkilemiştir… Haddini ve hesabını bilmek çok önemli iki özelliktir. İnsan kendini bilirse ancak o zaman doğru hedefe gider…

Hilmi Özkök'ün Ergenekon savcılarına ifade vermesi askerde nasıl algılanır?

Zaman Hilmi Özkök'ün haklı olduğunu ortaya çıkarıyor. Bu nedenle TSK içinde ciddi bir yardım olmasa Ergenekon süreci bu noktaya gelemezdi. Ordumuz olması gerekenleri şimdi yapmaya başladı ve hem sivil kamu vicdanı hem de askeri kamu vicdanı Hilmi Özkök'ün çizgisinde. Eleştiri olsa da gönülden onaylayanların daha çok olduğunu düşünüyorum.

Bu haber toplam 6061 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.