1. YAZARLAR

  2. Nur Demirok

  3. Karizma üzerine yergiler ve Gestalt Koçluğu
Nur Demirok

Nur Demirok

www.referansgazetesi.com
Yazarın Tüm Yazıları >

Karizma üzerine yergiler ve Gestalt Koçluğu

A+A-

Birkaç gün önce Avusturya'da yaşayan okurumuzdan bir mesaj aldım. Nusret Kilercioğlu dostumuz şöyle diyor: "2 Şubat tarihli Referans Gazetesi'ndeki köşenizde belirttiğiniz ‘koçluk' mesleğini ben Viyana'da icra ediyorum. Kendi alanımda büyük bir Amerikan holdinginin Avrupa bölümü başkanlığını yaptıktan sonra ayrıldım ve yoğun bir ‘Gestalt Koçluğu' eğitimi aldım. Şimdi üst düzey yöneticilere ‘koçluk' hizmeti veriyorum. Bu alan Türkiye'de tanınmadığı için yazınız eminim ki bu boşluğun doldurulmasına katkıda bulunacaktır. Türkiye'deki tüm meslektaşlarım adına da size teşekkür etmek isterim."
 
Gerçek ‘Gestaltçılar' hekim gibi

Bu mesaj geldiğinde "Journal of Humanistic Psychology" dergisinden kesip aldığım notları okuyordum. Dergi, tam da karizmayı çizdirmek istemeyen yöneticiler için "humor etiketli" tavsiyelerde bulunuyordu. Biraz filozofça, biraz da cingözlükle kurgulanmış satırları okurken böyle bir e-postanın gelmesi beni hem üzdü hem de sevindirdi.

Üzüldüm çünkü yurtdışına kaçırdığımız böylesine birikim dolu insanları niçin davet edip yüreklendirmiyoruz diye. Sevindim çünkü Viyana'da deneyimli bir Türk'ün üst düzey yöneticilere "koçluk" hizmeti götürmesi istediğimiz zaman nerelere geleceğimizin bir göstergesi.

Nusret Kilercioğlu'nun bahsettiği "Gestalt Koçluk Öğretisi"ni ben, karizma dahil, tüm yönetim davranışlarını tek potada birleştiren olağanüstü bir teknik olarak anımsıyorum. Bu teknikte koçluk hizmeti önceden planlanmıyor. Burada tıpkı bir psikanalist duyarlılığıyla liderlik öğretisini bir hekim edasıyla yaratmak esas. Sistemin bir başka özelliği de ideal yönetici tipiyle birlikte yüksek nitelikli benlik duygusunun var edilmesi.
 
Biraz tebessüm biraz düşünce

Ama gelin görün ki aşağıdaki notu psikoloji dergisinin "humor köşesi"nden kesip alınca, bizde şimdilik "Gestalt tipi" koçluk öğretisinin pek de anlaşılmayacağı kanısına varıyorum. Çünkü mizah tadında söylenenler neredeyse bizim yöneticilik algımızı tarif ediyor. Ve bu gerçeği görünce gıptayla hemen şöyle demek geçiyor içimden: "Bilimsel eğitim almış bizim uzmanlarımız başka ülkelerde üst yöneticileri eğitedursun, biz hâlâ bildiğimizi okumaya devam edelim."

Evet, dergiden kesip aldığım kupür Nusret Kilercioğlu'nun uyguladığı "Gestalt Koçluğu"yla taban tabana zıt. Sanki arşivimdeki dergi mizahla karıştırıp bunu bizim için yazmış: (Bu ifadeleri üst düzey yöneticilerimiz ciddiye almasa da en azından kimi politikacılarımızın çok hoşuna gideceğinden eminim.)
"Eğer iyi bir yöneticiyseniz asla gülmeyin. Bakışlarınız etkileyici ve konuşmalarınız vurgulu olsun. Heyecanlı, kıpır kıpır bir adamın bilgeliğinden şüphe edilir. Liderliği hafife alıp sürekli gülümsemek üst düzey bir yönetici için meziyet olamaz. Biliniz ki karizma denen o gizli cevher, ciddi suratların gerisinde saklıdır. Eğer iyi bir yöneticiyseniz, ofis tasarımında bile ciddi olmak zorundasınız. Bulunduğunuz ortam karizmanıza değer katmalı ve ziyaretçilerinizde hayranlık uyandırmalıdır. Şunu unutmayın: Karizmatik görünürseniz karizma sahibi olursunuz. Önemli olan, iş hayatının keskin köşelerini dönerken uyanık olup benliğinizin derinliklerinde olan karizmayı açığa çıkarmaktır. Siz makam koltuğunda şekerleme yapıyor olsanız bile o karizma yüklü ciddiyet etrafa parıltılar saçmaya devam etmelidir."

Dergideki yararlı öneriler(!) bu tür dokundurmalarla uzayıp gidiyor. Oysa her şeyin hızla değiştiği bu dünyada, gerçek "coaching" uzmanları karizmayı "duygusal zekâ"nın ürünü olarak ele alıyor. Özellikle de "Gestalt" eğitimi alanlar, sanki birer hekim gibi. Bizdeki miadı dolmuş kimi yönetim zihniyeti ise humor köşesinde yazılanlar gibi karizmayı "kendin pişir-kendin ye" usulü ısmarlanan bir şey sanıyor...
Modern psikoloji literatüründe sahte gösterilerle şişirilmiş egolar yok artık. Şeffaflık, eğitim ve deneyim var. Bunun yolu ise önce tevazu, sonra da bu işi bilen birilerinin "koçluk bilgeliği"ne sığınmaktan geçiyor. Ve sonuçta insan haliyle şöyle düşünüyor: "Bu işleri ‘Gestalt Yöntemi'yle Avusturya mükemmel yapıyor da acaba biz niye yapamıyoruz?"

Bu yazı toplam 16224 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.