İsrail Tüp Bebek Merkezini Vurdu

Bu saldırı sonucunda, sıvı nitrojen tanklarında saklanan yaklaşık 4.000 embriyo ile 1.000 sperm ve yumurta örneği yok oldu.

İsrail’in Saldırısı Gazze’de Binlerce Anne Olma Umudunu Yok Etti

BBC Türkçe’de yer alan habere göre, Gazze’deki El-Basma Tüp Bebek Kliniği’nin Aralık 2023’te İsrail tarafından bombalanması sonucu, binlerce Filistinli kadının çocuk sahibi olma umudu yerle bir oldu. Saldırı, sadece bir sağlık merkezini değil, yüzlerce ailenin hayallerini de hedef aldı.

Saldırı sırasında klinikte bulunan yaklaşık 4.000 embriyo, 1.000 sperm ve yumurta örneği tamamen imha edildi. Kliniğin müdürü Dr. Baha Ghalayini, bu embriyoların sadece sayısal veriler olmadığını vurguluyor: “Bunlar insanların hayalleri. İnsanlar yıllarca bekleyip zorlu tedavilerden geçiyor ve buraya bağladıkları umutları yok oluyor.”

Dr. Ghalayini, embriyoloji laboratuvarında sıvı nitrojenle korunması gereken iki tankın da imha edildiğini, saldırıdan iki hafta önce nitrojen seviyesinin azalmaya başladığını, ancak yoğun bombardıman nedeniyle gerekli takviyenin yapılamadığını belirtiyor. Laboratuvar müdürü Dr. Muhammed Ajjour, yeni tanklar bulmasına rağmen kliniğe dönemeden merkezin bombalandığını ifade etti.

BBC Türkçe'de Yer Alan Habere Göre

• İsrail'in Gazze'de düzenlediği saldırılarda, Gazze’nin en büyük tüp bebek merkezi olan Al Basma IVF Kliniği hedef alındı.

• Bu saldırı sonucunda yaklaşık 4.000 embriyo, 1.000 sperm ve yumurta örneği tamamen yok oldu.

• Bu materyaller, çocuk sahibi olmak için tek umudu bu merkez olan birçok Filistinli çifte aitti.

• Merkezin kurucusu Dr. Bahaeldeen Ghalayini, saldırının ardından duygusal açıklamalarda bulunarak birçok insanın anne-baba olma şansının yok olduğunu belirtti.

• Bazı hastalar için bu embriyolar, yaşamlarında çocuk sahibi olabilmenin son ve tek umuduydu.

• Haberde, saldırının sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik ve nesiller arası bir yıkım olduğu vurgulandı.

Merkezin kurucusu Dr. Bahaeldeen Ghalayini, Reuters'a verdiği demeçte, bu embriyoların çoğunun çocuk sahibi olma şansı sınırlı olan çiftlere ait olduğunu belirtti. Bazı hastalar için bu embriyolar, anne-baba olabilmenin tek umuduydu. Örneğin, 45 yaşındaki Najwa Abu Hamada, 2022'de tek çocuğunu bir bombalı saldırıda kaybettikten sonra, Al Basma'da yeni bir çocuk sahibi olabilmek için tedavi görüyordu.

Saldırı, uluslararası toplumda büyük yankı uyandırdı. Birleşmiş Milletler'in Mart 2025'te yayımladığı raporda, İsrail'in Gazze'deki üreme sağlığı merkezlerine yönelik sistematik saldırılarının, Filistinlilerin doğurganlık kapasitesini kasten yok etmeye yönelik "soykırımsal eylemler" olarak değerlendirildiği belirtildi .

Bu olay, Gazze'deki sağlık altyapısının savaş nedeniyle nasıl hedef alındığını ve sivillerin temel sağlık hizmetlerine erişiminin nasıl engellendiğini gözler önüne seriyor.

"Her Şey Bir Dakikada Yok Oldu"

Saldırının insani boyutunu en çarpıcı şekilde yansıtan örneklerden biri ise Muhammed ve eşi Noura’nın yaşadıkları. Rastgele yapılan bombalamalar nedeniyle sürekli yer değiştirmek zorunda kalan çift, hamileliğin yedinci ayında Noura’nın aşırı kanama geçirmesiyle hastaneye ulaşmak için bir çöp kamyonuyla yola çıktı. Ancak hastaneye vardıklarında ikiz bebeklerinden biri ölü doğdu, diğeri ise doğumdan kısa bir süre sonra hayatını kaybetti.

Muhammed, hastanede prematüre bebekler için küvöz olmadığını söyledi. Noura ise yaşadıkları kaybı şu sözlerle anlattı: “Her şey bir dakikada yok oldu.”

Çift yalnızca ikizlerini değil, El-Basma Kliniği’ndeki dondurulmuş embriyolarını da kaybetti.

BM: "Bu Bir Soykırım Eylemidir"

Birleşmiş Milletler (BM), saldırının ardından yayımladığı raporda, Gazze’deki kadın sağlığı merkezlerinin sistematik olarak hedef alındığını ve bu durumun "soykırım eylemleri" kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. BM uzmanları ayrıca İsrail’i cinsel şiddet de dahil olmak üzere uluslararası hukuku ihlal etmekle suçladı.

Dr. Ghalayini’ye göre, saldırıdan etkilenen en az 100 ila 150 kadın, çocuk sahibi olma yolunda tek şanslarını kaybetti. Bunların çoğu artık ya yaş nedeniyle ya da sağlık durumları yüzünden tekrar tedavi olamayacak durumda.