1. YAZARLAR

  2. Uzm. Psk. Esan Gül

  3. Freudyen Biyografi
Uzm. Psk. Esan Gül

Uzm. Psk. Esan Gül

Yazarın Tüm Yazıları >

Freudyen Biyografi

A+A-

Email:

Tek bir hastasının dahi kendisine babası tarafından cinsel tacize uğradığını söylememesine rağmen tüm kadın hastalarının babası tarafından taciz edildiklerini iddia eden bir zihin… Sanki anne ve babaların büyük bir kısmını bu ensest suçları işliyormuş gibi gören bir bakış açısı…


Adı Sigmund Freud…


Doğumu 1856…

Kişiliğin beş farklı dönemden geçerek geliştiğini öne süren Psikanalitik kuramın kurucusu…

Oldukça sert, otoriter ve ticaret hayatında genellikle başarısız olan bir baba ile oğlunun geleceğinin mükemmelliğine inanan, çekici, koruyucu ve sevgi dolu bir anne…

Annesine âşık ve onu babasından kıskanan bir çocuk… Hatta rüyalarının araştırılması yoluyla kendi babasına yönelik hatırı sayılır bir düşmanlık…

Cinsel hayatlarının bitmesinden dolayı karısını suçlayan ve rüyalarından bazılarını karısının onu cinselliği bırakmaya zorlamasından ötürü hissettiği kırgınlığı yorumlayan bir koca…

Tıp eğitimi sırasında ilk defa kendisi, nişanlısı, kız kardeşleri ve arkadaşlarını kokain kullanmaya hazır hale getiren bir doktor…

Kendi durumunu anksiyete nevrozu olarak teşhis eden ve rahatsızlığının sebebini cinsel gerilimin birikmesi olarak tanımlayan bir analist…

Anne-babaların çocuklarına yönelik ensest arzularından, hatta bazen bu türden eylemlerinden, bağımsız olarak ilgilenmesi gereken şeyin çocukların anne-babalarına tipik olarak da karşı cinsten olan anne-babaya yönelik genelde ensest arzuların olduğunu iddia eden bir terapist…

Kadınların kendi vücutlarıyla ilgili aşağılık kompleksi hissettiklerini hatta erkeklerden daha ılımlı bir süper ego standardına sahip olmalarından dolayı kimlik geliştirmede daha fazla zorlandıklarını ifade eden bir sağaltımcı…

Her nevroz sağaltımında ister sevecen ister düşmanca olsun kaba cinsel biçimiyle aktarımın ortaya çıkışı her zaman bana nevrozun itici güçlerinin kaynağının cinsel nedenlerden kaynaklandığını hatırlatır diyen bir arkeolog…

Dinin evrensel bir saplantı nevrozu, nevrozun da özel bir dini sistem olduğunu, yani dinin patolojik bir hal olduğunu ve insanın bu patolojik halden, dinin baskısından kurtulmak için analiz etmesi gerektiğini söyleyen psiko-teolog…

Her rüyanın bir arzuyu gidermeyi temsil ettiğinden emin olan ama bunun neden kılık değiştirmiş bir biçimde ortaya çıktığını açıklama çabasına girerken cinsel argümanları merkeze koyarak açıklayan bir rüya yorumcusu…

Kendisini Hz. Musa ile özdeşleştirerek psikiyatrinin vaat edilmiş topraklarını keşfetmeye yazgılı sembolik lider/Joshua…

Uluslararası Psikanaliz Birliği başkanlığını içlerinde tek Yahudi olmayan Carl Gustav Jung’un yapması için arkadaşlarını ikna eden bir stratejist…

İnsan kişiliğine yönelik açıklamalarının büyük bölümünü kendi kişiliğinden ve yaşam deneyimlerinden yansıtarak anlatan kompleksif narsist…

Çocukluk çağı deneyimlerinden ve hatıralarından kaynaklanan bilimin şahsi ifadesi Oidipal Kompleks…

Öğrencileri arasında bir tesadüften çok daha fazla sayıda çekici bayan bulunduran kadın sevi…

Tek bir hastasının dahi kendisine babası tarafından cinsel tacize uğradığını söylememesine rağmen tüm kadın hastalarının babası tarafından taciz edildiklerini iddia eden bir zihin… Sanki anne ve babaların büyük bir kısmını bu ensest suçları işliyormuş gibi gören bir bakış açısı…

***

Bir dönem birlikte çalıştığı ve daha sonra dine bakış açısından dolayı terk ettiği ünlü psikalanalist Jung’a göre kendi şeytanının ve fantezilerinin tutsağı olan, bundan dolayı da en yakın arkadaşını bile kaygılandıran nevrotik bir insandı.

İnsanlığın ortak bir fenomeni olan ve geleneksel, sosyal, antropolojik, ahlaki, akli vb. birçok yönü bulunan dinin bu özelliklerini kapsayan bir değerlendirme yapmak yerine olayı sadece psikolojik bir değerlendirme ile güdülerin/cinselliğin bastırılmasından kaynaklanan bir fenomen olarak izah etmesi, belki de tekbiçimci ve indirgemeci bir zihnin hakikat ketumluğunu yaşıyordu. Aslında bir arkeologun sabrı ve titizliğiyle çok katmanlı ruhu kazıyıp asıl noktaya, yani bireyin hayatındaki en temel psikolojik kalıntılarının bulunduğu temel çatışma katmanına ulaşması metodolojik bir yeniliktir ancak olayı sadece cinsellik bağlamında değerlendirmesi ve açıklamaya çalışması kendisinin ve kuramının birçok yönden eleştirilmesine neden olmuştur.

Klinik sezgilerinin doğruluğunu sınamak ve sağlıklı sonuçlara ulaşmak için çoğu zaman iç gözlemler yapmış ve her akşam yarım saat kendini çözümlemeye çalışmıştır. Hatta kendisinin yolundan giden ve ünlü bir psikanalist olan kızı Anna Freud’u kendi kuramı bağlamında analiz etme girişimi sebebiyle de eleştirilmiş ve bazı psikologlar tarafından “divanın iki ucundaki Ödipal bir canlandırma” olarak adlandırılmıştır.

Kendi fantezileri ve bilimsel metoduyla insanı anlama çalışmaları tek biçimci olarak sürmüş ve prensipleri gereği kişisel hiçbir özel belge, anı defteri, mektup bırakmayarak hepsini yakmıştır.

Nazi Almanya’sının baskıcı ve yok edici ortamına dayanamadığı için İngiltere’ye gitmek zorunda kalmış ve 1939 yılında Londra’da ölmüştür.

Bu yazı toplam 10783 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum