Klinik Psikolog Pelin Ardanıç

Klinik Psikolog Pelin Ardanıç

Çift Terapisi: Bir Son mu, Yoksa Dönüşen Bir Başlangıç mı?

Çift Terapisi: Bir Son mu, Yoksa Dönüşen Bir Başlangıç mı?

"Burası artık birlikte yürüyemeyeceğimiz bir yol mu, yoksa sadece yön tabelalarını birlikte okuyamadığımız bir kavşak mı?"

İlişkiler, tıpkı ortak yürütülen bir dans gibidir. Bazen ritim tutmaz, adımlar karışır ve çiftler bu uyumsuzluğu kişisel bir başarısızlık gibi algılar. Oysa birçok durumda mesele, bireylerden çok aradaki etkileşimlerdedir.

Birlikte Akort Olmak: İlişkide Uyum Yakalamak

Çift terapisini, kendi tonlarında çalmaya çalışan iki enstrümanın, zamanla ahenklerini kaybetmeleri ve yeniden akort olmaları süreci olarak düşünebiliriz. Melodi tamamen kaybolmuş değildir; sadece ahenk dağılmıştır. Terapide amaç, o ortak sesi tekrar duyabilmektir.

Gerçekten Bir Son mu? İlişki Zorlukları ve Umut

İlişki zorlandığında çoğu çiftin zihninde sessiz bir soru belirir: "Acaba artık çok mu geç?" Bu, çok insani bir endişedir. Çünkü çatışmalar uzadıkça umut yerini sessiz bir kopuşa bırakabilir. Ancak unutulmamalıdır ki: Bir ilişkinin sona ermesiyle, ilişkiyi sürdürme biçimi aynı şey değildir. Bazen ilişki sona ermez ama alışıldık biçimiyle devam edemez hale gelir. Ve işte o anda bir eşik açılır.

Kriz mi, Dönüşüm Fırsatı mı? Çift Terapisi Bakış Açısı

Terapide sıkça karşılaşılan gerçek şudur: Çiftler çoğu zaman "bittik" sandıkları noktada, aslında eski ilişki kalıplarının artık işlememeye başladığını fark eder. Bu, ilişkinin bittiği değil, bir evrim sürecine girdiği anlamına gelir.

Örnek Olay: "Ne Söylesem Kızıyor" – Banu ve Murat'ın Hikayesi

Banu ve Murat, beş yıllık evli bir çift. Terapinin ilk seanslarında Banu, Murat’ın içine kapanıklığından, hiçbir şey paylaşmamasından şikayetçiydi. Murat ise Banu’nun sürekli bir şeyler sormasından bunaldığını, her konuşmanın sorguya döndüğünü hissediyordu.

İlk bakışta bir "uyumsuzluk" gibi görünen bu ilişki paterninde süreç ilerledikçe ortaya çıktı ki;

  • Banu’nun iletişim çabaları aslında duygusal yakınlık arayışıydı, ancak "reddedilme" algısı ve duygusu neticesinde tonu değişiyor, niyet kimi zaman gölgede kalıyordu.
  • Murat ise geçmiş deneyimleri nedeniyle bu yaklaşımı bir tehdit gibi algılıyor ve kendini korumak için suskunluğa sığınıyordu.

Terapide bu tekrar eden yaklaşma-kaçınma döngüsü birlikte haritalandı. Her ikisi de niyetlerinin yanlış anlaşıldığını fark etti:

Banu, aslında yakınlık ararken anlaşılmadığını ve bu temas girişiminin reddedildiğini "düşündüğünde" derin bir kırgınlık yaşadığını tanımlayabildi. Murat’ın etkileşim biçiminin ardında yatan bireysel inanç sistemlerini fark etti. Murat ise bunun bir sorgulama olmadığını ve aralarındaki "transaksiyonun" nasıl işlediğini gördü.

Bu farkındalıkla birlikte;

  • Banu’nun ifade biçimi daha açık ve yumuşak hale geldi,
  • Murat da duygularını ifade etmeyi denemeye başladı.

Terapist, her iki tarafın da geçmiş deneyimlerinden gelen savunma kalıplarını fark etmelerine yardımcı oldu. Çift, bir tarafın "yanlış" diğerinin "haklı" olduğu bir düzlemde değil; birlikte nasıl birbirlerini tetiklediklerini görmeye başladı. Çözüm, iletişim becerilerinden çok, o iletişimin duygusal bağlamını anlamaktan geçti.

Ve bu, birlikte yeniden ayarlandıkları bir ritim yarattı.

Çift Terapisi Sürecinde Sizi Neler Bekler?

Çift terapisine gitme fikri, çoğu insan için belirsizlikle doludur. "Ne anlatacağız?", "Terapist taraf tutar mı?" gibi sorular sıklıkla zihni meşgul eder. Fakat gerçek şu ki, terapi bir mahkeme değil, bir ortak düşünme alanıdır.

Son Söz: Dönüşüm Mümkün ve İlişkiye Verilen Önem

Çift terapisine gitmek, çoğu zaman bir ilişkinin bitmek üzere olduğunu değil; tarafların bu ilişkiye hâlâ önem verdiğini gösterir.

Okuyucuya Not:

Bu satırları okurken "biz de böyleyiz" dediğiniz anlar olduysa, bilin ki yalnız değilsiniz. İlişki dinamiklerini anlamak ve dönüştürmek mümkün. Ve bu dönüşüm, kimi zaman sadece bir "konuşma cesareti" ile başlar.

Bu yazı toplam 658 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Klinik Psikolog Pelin Ardanıç Arşivi