Körfez Belediyesi, Türk sporunun önemli isimlerinden biri olan Prof. Dr. Turgay Biçer'i Körfezli öğrencilerle buluşturdu. Tütünçiftlik Kültür Merkezinde gerçekleşen panele Körfez Belediye Başkanı İsmail Baran, Kocaeli Amatör Federasyon Başkanı Murat Aydın, Antrenörler Derneği Başkanı Remzi Demirel, Kocaeli Üniversitesi Bölüm Başkanı Levent Atalı, Eski MYHK Başkanı Mustafa Çulcu, bürokratlar ve çok sayıda vatandaş katıldı.

FUTBOLSUZDA SPOR YAPILABİLİR
Bu ülkede genel olarak futbol dışındaki branşları -Öylesine- branşlar olarak görenlerin sayısının az olmadığını ifade eden Biçer "Kendimize yapılan en büyük yatırım spordur. Bunlardan birisi de futboldur. Ancak bu ülkede bir çok insan futbol dışındaki branşları -Öylesine- olarak adlandırıyor. Futbol kesinlikle olmalı, diğerleri olsa da olur, olmasa da olur diyor. Sadece futbol yok. Futbolsuz da spor yapılabilir” dedi. Biçer şöyle devam etti:

SPOR BİRBİRİMİZİ EZMEK DEĞİLDİR

“Sokaklar önceleri benim oyun alanımdı. Ancak şu an hiç güvenli değil. Belediyelerimiz sağ olsun spor merkezleri ve tesisler yaparak çocuklarımızı bir arada toplamayı başarıyor. Edebiyat, şiir, felsefe, sanat gibi spor da hayatımızda yer etmelidir. Spor, bir birimizi ve rakibimizi ezmek değildir. Sporda bir sen varsın, bir rakibin var, bir de hakem var. Hakem ve rakip olmazsa müsabaka olmaz. Hakemi duruşunuzla, üslubunuzla kazanın. Hakemler bize her zaman lazım. Rakip ise benim düşmanım değil, iş ortağım.
 
ARENA DİYE ADLANDIRMAK CEHALETTİR
Daha önce defalarca söyledim, anlattım ancak kimseye derdimi dinletemedim. Statlara -Arena- adı verilmesi cehalettir. Arenalarda eskiden savaşlar olur, insanlar ya hayvanlara yem edilir ya da kılıçtan geçirilirdi. Ancak biz spor yapacağımız alanlara -Arena- ismi veriyoruz. Olmaz..! Çünkü statlarda, salonlarda insanlar öldürülmez oralarda spor yaptırılır. Çocuklar, büyüklerden ne görürse onu yapıyor. Çocuklara sesleniyorum. Kötülük yapan ağabeylerinizi örnek almayın. Kültür alt yapıdadır.
 
AİDİYET DUYGUSU 
Artvin'de -Mavi Kart- uygulaması yapılıyor. Bunun gerçekleşmesi için tam iki yıl çaba sarf edildi ve UEFA'dan ödül alındı. Herkes takımın içinde başarıya katkı sağlamak ister. Ancak takım sporcusu süre alamadığı zaman kendini soyutluyor, içine kapanıyor, sevince katılmıyor, yüzünü asıyor. Ancak oynayan da oynamayan da takımın bir parçasıdır. Sen oynamasan bile oynayan arkadaşına hiç değilse su uzat. Bu bile bir artıdır, bir değerdir, aidiyet duygusudur.
 
TAKIMLARDA SPOR PSİKOLOĞU OLMALI
İlhan Mansız 2002 Dünya Kupası'nda fazla oynayamadığı için mutsuzdu. Aldım karşıma ve ona hem takım arkadaşları hem de ülkesi için ne kadar değerli olduğunu anlattım. Ki Senegal maçındaki altın golü ile Türkiye'yi sevince boğmuştu. Takımlarda psikolog değil, spor psikoloğu ve mentör olmalı. Kızlar 15, Erkekler 16 yaşında rekabetçi bir yarışa sokulmalı. Öncesinde çocuklara spor kültürü aşılanmalı. Anneler, babalar, antrenörler... Spor yapan çocuğunuzu bozmayın. Onların spor yaparken zevk almalarını sağlayın.
 
SPORDA HER ZAMAN KAZANIRSIN
Spor sektörü Dünya'da ilk 10 ekonominin içinde. Sporun işlevi içinde sağlık, eğitim, iletişim, sosyalleşme, ekonomi ve yarışma var. Bizde ruh ve beden sağlığı korunmuyor. Rakibe saygı duymuyoruz ve onu hiçe sayıyoruz. Sporcu karaktersiz ve cahil olamaz. Sporda kaybetmek diye bir şey yoktur. Her zaman kazanırsın.”

Kaynak:Demokrat Gebze