Psikolog Mürşit Atlıakın, "İnsanların korkulu rüyası hırsızlar bir bir yakalansalar da bir türlü sonları gelmiyor. Sık sık yaşanan hırsızlık olaylarına karşı her türlü tedbiri alan emniyet, jandarma ve vatandaş bir türlü hırsızlık olaylarının önüne geçemiyor. Maalesef birçok insan bu acı olaya maruz kalıyor. Hırsızlar girdikleri evlere yalnızca maddi yönden zarar vermiyor, insanların psikolojilerini de alıp götürüyor. Soyulan birçok insan, özellikle kadın ve çocuklar psikolojik yönden rahatsızlanıyor. Bu
problemi atlatmak oldukça zor. Kimileri psikolojik tedavi görerek bu sıkıntıyı atlamaya çalışırken, kimileri de hayatları boyunca hırsızların sebebiyet verdiği psikolojik rahatsızlıkla yaşamak zorunda kalıyor" dedi.

Psikolog Mürşit Atlıakın, hırsızların girmesiyle insanların en büyük dayanağı olan evlerin büyüsünün bozulduğunu ifade ederek, "İnsanların temel ihtiyaçlarından sayılan, hem barınma hem de güvenlik ihtiyacımızı karşılayan evlerimiz, hırsız girmesiyle bir korku ve endişe kaynağına dönüşüyor" diye konuştu.

Atlıakın, ''Bir kere hırsız girdi mi evimiz adeta cehenneme dönüşür. Korkudan eve girmek zorlaşıp sürekli endişe ve gerginlik, bir müddet sonra kaygı bozuklukları ve depresyona sebep olabiliyor. Özellikle çocuklar, büyüklerin de olaydan etkilenme biçimlerine bağlı olarak hırsızlık sonrasında ciddi travmalar yaşayabilmektedir. Dolayısıyla hırsızlık olayları sadece verdiği maddi zararla değil, daha önemlisi manevi zararlarıyla da ele alınarak değerlendirilmeli, bu şekilde tedbir alınmalıdır'' şeklinde konuştu.

İHA