1. HABERLER

  2. SIRADIŞI

  3. Gezegenin En Yakışıklı Erkeği Benim!

Gezegenin En Yakışıklı Erkeği Benim!

Bu keman kaşlı, kâküllü saçlı yakışıklının adı: Ahmed Angel. Iraklı; tıp eğitimi alıyor. ‘Gezegenin en yakışıklısı’ unvanını kimseye kaptırmak istemeyen Angel’ın ‘derdi’ bakın, neymiş…

A+A-

ELİF AKTUĞ / AKŞAM


Cesaretine hayran kalınan insanlar vardır, yeteneklerine, başarılarına, özgüvenlerine; bir de sebepsiz yere 'patlayanlar' vardır ki onlara son dönemde 'internet fenomeni' diyor ve vasıfsızlıktan bir vasıf üreten bu dahilerin önünde saygıyla eğiliyoruz. Hafta içinde 'gezegenin en yakışıklı erkeği' olduğunu hem videoları, hem fotoğraflarının diliyle söyleyen Iraklı Ahmed Angel, haber sitelerinin manşetiydi. Görenler gözlerini ovuşturdu; bir gören bir daha baktı; gören görmeyenle paylaştı ve haliyle Ahmed defalarca tıklandı. Özene bezene giydiği kıyafetleri, aksesuarları, saçları, bakışları, berbat bir şekilde kullandığı photoshop'u ve konseptiyle o kadar 'kötü'ydü ki; başarılı olması kaçınılmazdı. Kötünün iyi, en kötünün en başarılı olduğu bir yüzyılda yaşamanın bedeli bu; Ahmet Angel'ı alkışlayacaksın! Alkışlayacaksın ki yeni 'angel'lar kanatlarını çırparak hayatımıza konuversin.

Tesadüf bu ya, cuma günü bir yazı kaleme aldı Ertuğrul Özkök, yazıda narsistik kişilik bozukluğu olduğunu yazıyor ve şöyle diyordu: "Narsistik kişilik bozukluğu, 60'lı yaşlardan çok, genç insanların hastalığıymış. Ben ki, 17 yaşında kızların peşinden koşmak yerine, koyun çene kemiğini oyuncak tabanca gibi kullanıp kovboyculuk oynayan çocuk, tabii ki bu hastalığıma ancak Time Dergisi'nin 20 Mayıs sayısını okuyunca teşhis koydum. Derginin kapak konusu şu: 'Ben..Ben.. Ben Nesli...' Altında şu çarpıcı alt başlık var:
'Milenyum çocukları tembel, narsistik ve hâlâ anneleri-babalarıyla yaşıyorlar...'
Yani 1990'lardan itibaren doğan çocuklar...
(…)

2009 yılında 'Narsistik kişilik bozukluğuna' sahip insanların oranı, 1982 yılına göre yüzde 58 daha fazlaymış. Peki bu narsisizm salgının sebebi ne? Sosyal paylaşım teknolojisi, Twitter, Facebook, Tumblr... Hacker'lar...
(…)

Sonuç: Ben buna hastalık demiyorum. Tam aksine 'bireyin' kitleleşmeye, kitle içinde erimeye, kaybolmaya isyan etmesi...

Yaşasın narsistik kişilik bozukluğu... Kendini hâlâ normal sanan boyun eğmiş bir siyasi mümin olmaktansa, psikiyatri kliniğinde 'Guguk Kuşu' olmak daha iyidir. Hiç olmazsa denemiş oluruz…"
Ertuğrul Özkök, kendini hicvetse de aslında tam da bahsettiğimiz noktaya değiniyor, yeni neslin kendine özgü hastalıkları var. İşin uzmanları mutlaka bilimsel olarak açıklayacaklardır, bizim merakımız Ahmed Angel'ın nasıl bir ruh halinde olduğu; arkadaşlarının ona ne söylediği; kendine güvenin kaynağı, yolunun nereye kavuşacağı…

Acaba Ahmed'in tek derdi sevilmek olabilir mi? 

Öneri bir profesörden geliyor, tanıyan bilen varsa Ahmed Angel'a söyleyiversin gençliğinin hatırına; "Güldürme kendini Ahmed'im, bu yolu kızlara öpücük gönderen ne Mahir'ler, Joe'lar, Boris'ler denedi. Herkes Perez Hilton, Aziz Shavershian, Chris Crocker, Lisa Donovan değil ki! Onlar da kim diye soracak olursan Ahmed'im, bir zahmet gezegene dönüver, kendine geliver ve sitelerine tıklayıver…


 

Bu haber toplam 13436 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.