1. HABERLER

  2. KONGRE-SEMİNER

  3. Dicle Üniversitesi "Boşanma Çalıştayı" Sonuç Bildirgesi

Dicle Üniversitesi "Boşanma Çalıştayı" Sonuç Bildirgesi

Diyarbakır Dicle Üniversitesi'nde yapılan ‘Boşanma Çalıştayı' sonuç bildirgesinde Aile içi iletişimi güçlendirecek projelerin yapılmasına vuru yapıldı.

A+A-

Diyarbakır Dicle Üniversitesi'nde yapılan ‘Boşanma Çalıştayı' sonuç bildirgesinde Aile içi iletişimi güçlendirecek filmler ve dizilerin yapılması gerektiği ifade edilirken şimdi yayında olan birçok dizinin aileye zarar verdiği ve denetim altına alınması gerektiği vurgulandı.

Son yıllarda Türkiye’de artan boşanmalara çözüm aramak için Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nde yapılan ‘Boşanma Çalıştayı’ sona erdi. Çalıştayın sonuç bildirgesinde önemli tespitlere yer verildi. Türkiye’de ilk kez yapılan çalıştayda yeni evlenecek bireylere evliliklerinin güzel bir şekilde devam etmesi için merhamet, fedakarlık, sabır, ve hoşgörü gibi eğitimlerin verilmesi gerektiği vurgulandı.

TV dizileri denetime alınmalı

Dicle Üniversitesi’nde 2 gün boyunca sosyoloji masası, iletişim masası, ilahiyat masası, hukuk masası ve psikoloji masasındaki katılımcılar çalışmalarını yapmak üzere ayrı ayrı toplandı. Toplantılara katılan akademisyen ve uzman 50 katılımcının fikirleri bildirge haline dönüştürüldü. Çalıştayın sonuç bildirgesini Dicle Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Aytekin Sır açıkladı. Dicle Üniversitesi Senato Odası’nda sonuçları açıklayan Prof. Sır, halkın örf, adet gelenek ve inançlarıyla uyuşmayan ve aile birliğini tehdit eden dizi ve programların denetim altına alınması gerektiğine dikkat çekti.

Medya da içerik denetlenmeli

Köpeğin baba rolünde gösterildiği dizilerde babalık rolünün rencide edildiğine vurgu yapan Sır, evlilik, anne ve baba olma eğitimlerinin medya ve kurumlar vasıtasıyla yaygınlaştırılması gerektiğini anlattı. Bu eğitimlerde merhamet, fedakarlık, sabır, anlayış ve hoşgörü dersinin özellikle verilmesi gerektiğini dile getiren Sır, “Sağlıklı evlilikler kurulabilmesi için evlenecek kişilerin evlenmeden önce konuyla ilgili bir eğitim programına katılmış olmaları mutlaka aranmalıdır. Evlilik okulu gibi hizmetlerin verilmesi ve ücretsiz hale getirilmesi gerekiyor. Ayrıca Üniversitelerde ‘Aile öğretmenliği’ bölümleri kurulmalı ve konuyla ilgili bölümler için seçmeli olarak ‘Aile eğitimi’ dersleri okutulmalıdır” şeklinde konuştu.

Ailede sabır, sadakat, hürmet ve muhabbet olmalı

İlkokul çağındaki çocuklara kadın ve erkeğin rollerindeki farklılıkların ders olarak verilmesi gerektiğini ifade eden Sır, aile kavramı ve aile içi tartışmalarda uygun davranış modellerinin psikodrama yöntemiyle verilmesi gerektiğine vurgu yaptı. “Aile içi iletişimi güçlendirecek filmler, diziler, cep kitapları çoğaltılmalı ve ‘Kamu spotları’ ailevi konularda da gündeme gelmelidir” diyen Sır, “Uzmanların danışmanlığında; ailede sabır, sadakat, hürmet, muhabbet, fedakarlık hislerini ön plana çıkaran televizyon dizileri, filmler, tiyatro, küçük cep kitapları gibi farklı yayın türleri üzerinde çalışılmalıdır. Psikolojik danışma hizmetleri yaygınlaştırılmalı, psikiyatrik hastalıklar ile ilgili toplumun doğru bilgilendirilmesi medya ve eğitim kurumları aracılığı ile yaygınlaştırılmalıdır” dedi.

Boşanma için hemen yasal yola başvuru yapılmasın

Boşanma sürecindeki bireylerin psikolojik bir değerlendirmeden geçmesi gerektiğini hatırlatan Sır, mahkemenin gerekli durumlarda tedaviyi zorunlu hale getirmesinin önemli olduğunu kaydetti. Boşanma davasının aile içi özel konuların ortaya dökülmesinin evlilik sürecini olumsuz etkilediğini belirten Sır, boşanma davalarından önce arabulucuya başvurulması ve sorunun bu şekilde çözülmesi gerektiğini vurguladı.

Özel hayat ortaya saçılıyor

İzdivaç programlarında da insanların pişman olacağı şeyleri paylaştığını dile getiren Sır, bu tür programlarda özel hayatla ilgili bilgilerin verilmemesi gerektiğine dikkat çekti. İnsanların sonradan pişman olabileceklerini anlatan Sır, bu tür programların da denetim altına alınması gerektiğini vurguladı.

Yılda 100 bin çift boşanıyor

Öte yandan Yerel Yönetimler ve Aile Sempozyumu’nda konuşan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, “Ülkemizde yılda ortalama 600 bin kişi evleniyor. Son 10 yıla baktığımızda yılda 100 bin civarında bir boşanma gerçekleşiyor. Araştırmalar, bunların 80 bininin ikinci defa yeniden evlendiğini ve 14 bininin de yeniden boşandıkları eşleriyle evlendiğini gösteriyor.” dedi. Araştırmanın sonuçlarına göre, ‘Ben mutluyum’ diyen ailelerin toplamı yüzde 60. Boşanma sebepleri olarak; aldatma, şiddet, dayak, şiddetli geçimsizlik, içki ve kumar gibi konular öne çıkıyor.

Boşanmalar niye artıyor?

Ak Parti milletvekilleri, boşanma oranlarındaki artışın sebeplerinin araştırılması ve konunun çözümüne yönelik alınması gereken tedbirlerin belirlenmesi için Meclis araştırması açılmasını istedi. Ak Parti Adana Milletvekili Fatoş Gürkan ve arkadaşlarının imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunulan önergenin gerekçesinde, bir toplumun en önemli öğesinin aile olduğu ifade edildi. Sağlıklı bir toplumun ancak güçlü ve mutlu aileler tarafından tesis edilebileceğinin vurgulandığı gerekçede, “Aile birlikteliğini oluşturan evlilik müessesesinin devamlılığı bu açıdan çok önemlidir. Evlilik birlikteliğinin bitmesi hem tarafları hem çocukları hem de kişilerin yakınlarını olumsuz etkilemektedir. Boşanma sayılarının çok arttığı düşünüldüğünde bu olumsuzluk, sosyolojik bir sorun oluşturarak toplumu da olumsuz olarak etkileyeceği açıktır” denildi. 
Bu haber toplam 6386 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.