1. HABERLER

  2. CİNSEL YAŞAM

  3. Bedenler Aynı Yatakta Zihinler Başka Dünyada

Bedenler Aynı Yatakta Zihinler Başka Dünyada

Aynı yatağa girip de birbirine yıllarca dokunmayan fakat dışarıdan bakıldığında ‘uyumlu çift’ imajını çizen eşlerin sayısı bilinen aksine çok fazla ve her geçen gün bu sayısı artıyor...

A+A-

Formsante Dergisi, son sayısında toplumun önemli bir kesimini etkileyen ve çok tartışılma imkanı bulamayan bir konuyu "aseksüel evlilikleri" tartışmaya açıyor... Aynı yatağa girip de birbirine yıllarca dokunmayan fakat dışarıdan bakıldığında ‘uyumlu çift’ imajını çizen eşler, oynadıkları rolden sıkıldıklarında evlilik oyunundan geriye aldatmalar, mutsuzluklar ve de pişmanlıklar kalıyor. Günümüzün en büyük sorunlarından biri olan aseksüel evlilikleri tanımaya hazır mısınız? O zaman perde açılıyor!

Eşinizi çok seviyor fakat bir türlü cinselliği istediğiniz gibi yaşayamıyorsanız ya da evliliğinizin ilk yıllarındaki cinsel hayatınız artık yerini sadece yatakta uyumak için buluşan iki bedene bıraktıysa siz de aseksüel evliliklerden birini yaşıyorsunuz demektir. Modern çağla birlikte sık görülmeye başlayan bu evlilik türü, çiftlerin cinsel hayatının tamamen bitmesi anlamına geliyor. Bazen bu duruma yaşanan olaylar bazen de kabullenilmeyen rahatsızlıklar neden olabiliyor. Fakat neden ne olursa olsun, aseksüel evlilikler beraberinde çok büyük sorunları getiriyor. Psikiyatrist Dr. Nuşin Sarımurat Baydemir, aseksüel evliliklerin iki türü olduğunu belirtiyor ve “Bu evliliklerin birinci türünde cinsellik yaşanmıyor fakat karşılıklı ihtiyaçlar karşılanıyor. Bunlar daha çok psikolojik ihtiyaçlar oluyor. Örneğin baba şefkati arayan bir genç kız, baba modelini arıyorsa kendinden büyük, babası durumunda, cinsel ilişkiye giremeyecek biriyle de evlenmek isteyebiliyor. Aynı şekilde konumu nedeniyle kendini güçlü, kuvvetli, yanında hoş bir kadını taşıyabileceğini göstermek isteyen bir erkek, sağlık sorunu da varsa ve bakım istiyorsa genç bir kadınla evlenebiliyor. Bir de sonradan oluşan aseksüel evlilikler bulunuyor. Çiftlerin birbirlerine kırgınlıkları, o kırgınlıkların giderilemeyişi, evliliğin aseksüel olmasına neden oluyor” diyor.

Aldatma artıyor

Aseksüel evlilik yaşayan çiftlerde aldatma eğilimi de daha çok görülüyor. Kadınlar da iş dünyasına girip, erkeksi özellikler kazanmaya başladıktan sonra eşlerini çekici bulmayıp başka erkeklere ilgi duymaya başlayabiliyor. Dr. Nuşin Sarımurat Baydemir, “Özellikle de büyük şehirlerde kadınlarda aldatma oranı artıyor. Kadınlar ileride yuva kuracaksın, anne olacaksın; erkek ise iyi bir iş adamı olacaksın denilerek büyütülüyor. Kadın, sonrasında kurduğu yuvanın ya da eşinin istediği gibi olmadığını görüyor ve beklentilerinin karşılanmadığı bu tür bir durumda öfkeyle başka ilişkiler yaşıyor. Aynı şekilde erkek de eşine olan ilgisizliğini dışarıda giderebiliyor. Evlilik ise çocuk üzerinden yaşanıyor. Çünkü evli olmak sosyal bir konum. O görüntüyü sürdürmek çiftler için önemli olabiliyor. Her iki taraf da kendilerinden beklenen rolü oynamaya devam ediyorlar” diyor.

Her evlilik aseksüelleşir mi?

Toplum olarak inanılan durumlardan biri de bir süre sonra her evlilikte cinselliğin bitebilir olması durumu. Oysa Dr. Nuşin Sarımurat Baydemir, bunun hastalıklı bir düşünce olduğunu belirtiyor. Evliliklerde zaman içinde cinsellik ilk günlerdeki gibi aktif olarak yaşanmıyor. Çünkü kadın menopoza girmiş olabiliyor, erkek ise kadın anne olduktan sonra onu daha kutsal bir yere koyabiliyor ve karısıyla ilişkiye giremeyebiliyor. Fakat böyle bir durumun kabul edilmemesi ve tedavi edilmesi gerekiyor.

Dr. Nuşin Sarımurat Baydemir, “Her şey çok iyi olsa da hayatın getirdiği bir sürü olay olabiliyor. Günlük koşuşturma zamanla cinselliği ikinci plana atabiliyor. Çünkü insanlar o kadar çok yoruluyor ki iyi bir uyku cinselliğe tercih edilebiliyor. Fakat bu cinselliğin tamamen bitmesi anlamına gelmiyor. Cinsellik sadece cinsel birleşme de değildir, sarılma, öpüşme gibi ihtiyaçların da karşılanması gerekiyor” diyor.

Tedavisi nasıl yapılıyor?

Aseksüel evliliklerde tedavi psikolojik terapilerle yapılıyor. Terapiler genelde 4-6 ay sürebiliyor, fakat kesin bir tedavi için en az bir yıl gerekiyor. Aseksüel evliliğe neden olan etken de çok önemli. Eğer sorunun içinde cinsel ya da fiziksel bir hastalık varsa bu hastalığın tedavi edilmesiyle de sorun ortadan kalkabiliyor.

Hangi sorun ne zaman ortaya çıkıyor?

➤ İlk iki yıl içinde evlilik terapisine geliniyorsa, her iki tarafın aileleri olaya karışmış anlamına geliyor. Senin annen, benim babam gibi sorunlarla çok uğraşılmış olunuyor. Ya da vajinismus veya erken boşalma gibi bir cinsel sorun olabiliyor.

➤ Çiftler, 10 yıl sonra aseksüel evlilik sorunuyla geliyorsa aldatma yaşanmış olabiliyor ya da kronikleşmiş sorunlar olabiliyor. Kadınlar genelde ‘Eşim beni anlamıyor, benimle ilgilenmiyor, benim ihtiyaçlarımı görmezden geliyor, hep kendi istediğinin olmasını istiyor’ şikayetiyle başvuruyor.

➤ 20 yıldan sonra gelenler ise boşansak mı boşanmasak mı sorusuyla yardım istiyor. Erkeğin ileri yaş dönemi ve kadının ileri yaş döneminde geliniyorsa evliliğin sürüp sürmeyeceğinin değerlendirilmesinin yapılması isteniyor.

Çocuklar da etkileniyor

Cinselliğin yaşanmaması durumunda kadın cinselliği reddederse evde bir gerginlik oluyor. Erkek cinsellik nedeniyle karısına olan öfkesini başka şeylere şiddetli tepkiler vererek gösterebiliyor. O zaman çocuk şiddete şahit olabiliyor. Ayrıca çocuk, anne ve babasının başkalarıyla ilişkileri olduğunu öğrenirse, örneğin anne ya da babasını internette başkalarıyla konuşurken yakalarsa, yaşadığı bu olay ilerideki yaşamını etkileyebiliyor. Bu tür durumlarla karşılaşan çocuklar, kendi evliliklerinde sorunlar yaşayabiliyor. Dr. Nuşin Sarımurat Baydemir aseksüel evlilik nedeniyle psikiyatriste başvurma ihtiyacı duyan ilk tarafın kadın olduğunu belirtiyor ve “İlk gelen erkek olduğunda ise ya kadın boşanma davası açmıştır ya evi terk etmiştir ya da eşi herkese boşanmaya karar verdiğini ilan etmiştir. Ancak, bunlar olduğunda erkek tek başına geliyor” diyor.

Ne yapmalı?

➤ Aseksüel evlilik yaşayan çiftler ilk olarak birbirleriyle iletişim kurmalı. Arada bir sorun ya da bir kızgınlık varsa konuşularak çözüm yolu aranmalı.

➤ Cinsel ilişkiye girememenin nedeni vajinismus, ilk gece korkusu gibi cinsel sorunlarsa bu sorunların zaman geçmeden tedavi edilmesi gerekiyor. Eğer tansiyon, kalp, diyabet gibi hastalıklar nedeniyle ilaç kullanılıyorsa bu ilaçlar da cinselliği etkileyebiliyor. Böyle bir durumda doktora danışıp, ilacın değiştirilmesi istenebilir.

➤ Evliliğin ilk yıllarındaki heyecanı geri getirmek için karşılıklı fedakarlıklar yapılabilir. Örneğin kilo sorunu varsa kilo verilebilir, psikolojik bir sorun varsa bunun için doktora başvurulabilir.

➤ Cinselliğin yaşanmaması normal olarak kabul edilmemeli ve bu durum bir alışkanlık haline getirilmemeli. Eğer gün içinde çok yorulmaktan şikayet ediliyorsa eşler, hafta sonlarını mutlaka birbirlerine ayırmalı.

Aseksüel evliliklerin en büyük nedeni: Vajinismus

Çiftlerin arasında cinselliğin yaşanmamasına neden olan ve en sık rastlanan hastalıklardan biri vajinismus. Jinekolog ve Cinsel Terapist Op. Dr. Süleyman Eserdağ, “Vajinismus cinsel ilişki sırasında vajinal kasların istemsiz olarak kasılması anlamına geliyor. Aslında bir hastalık değil, bir belirti. Hastaların çoğu istemsiz pelvik taban kas kasılmaları sonucunda hiçbir şekilde ilişkiye giremiyor. Bir kısmı ise ilişki sırasında kasılmalar nedeni ile ağrılı ve zor bir şekilde ilişkiye girebiliyor. Normalde kişinin tamamen kendi kontrolü altında çalışan vajinal kaslar ilişki sırasında kontrolden çıkıyor ve sürekli kasılarak vajinal girişte etten bir duvar oluşturuyor. Her ne kadar ismi vajinismus da olsa aslında bu sorun genelde bir vajina veya kızlık zarı sorunu değil. Vajinismus probleminin yüzde 90’ı psikolojik oluyor ve bilinçaltına atılan cinsellikle ilgili birtakım yanlış, eksik ve abartılı bilgilerden kaynaklanıyor. Yüzde 10 oranında ise kızlık zarı, vajina veya dış genital bölge ile ilgili yapısal (organik) birtakım problemler vajinismusa yol açabiliyor” diyor.

Vajinismusun nedenleri

● Vajinismusun psikolojik nedenleri arasında çok küçük yaştan itibaren çevre tarafından verilen birtakım mesajlar yer alıyor. Bunlar arasında en sık olanları:
➤ Kızlık zarının korunması ile ilgili; “Orayı koru, bisiklete binerken çarpma, eteğini ört, yüksekten atlama, ağaca tırmanma, orası yırtılır, kanar...”
➤ Cinsellikle ilgili; “Erkekler kötüdür, onlar seni kullanır, onlardan uzak dur, cinsellik pis, ayıp ve günahtır, cinsel ilişkide erkek zevk alır, kadın için cinsellik bir görevdir.”
➤İlk gece ile ilgili; “İlk gecede kanama ve acı çok olur, üç gün oturamazsın bile, cinsel ilişkide kilitlenme ile rezil olanlar, yırtılanlar - hastaneye kaldırılanlar var, kızlık zarı ilk gece ilişkide parçalanır ve tamamen ortadan kalkar.”

● Çocukluk çağında yaşanan birtakım cinsel travmalar da vajinismusa yol açabiliyor. Bu travmalar arasında taciz, tecavüz, ensest ilişkiler, pornografi izleyerek tiksinme, doğum seyrederek korkma ve anne babanın cinsel ilişkisine şahit olma bulunuyor.

● Vajinismusun organik (yapısal) nedenleri arasında kızlık zarının normalden sert ve yüksek kenarlı olması rigid hymen), vajina içinde yerleşen perdeler, vajinal enfeksiyonlar ve vajinal giriş bölgesindeki yangısal lezyonlar (“vestibulit sendrom” gibi) bulunuyor.

Vajinismus tedavisi

Vajinismus tedavisinde davranışsal bilişsel terapiler ve hipnoz tedavileri uygulanıyor. Davranışsal bilişsel terapiler arasında kızlık zarı, ilk gece ve cinsellikle ilgili doğru bilgilerin çiftlere aktarılması yer alıyor. Çiftlerden, verilen egzersizlerin ev ödevleri şeklinde yapılarak tekrarlanması isteniyor.

Hipnoz tedavileri (hipnoterapiler) son yıllarda vajinismus tedavisinde güncellik kazanan alternatif bir tedavi konsepti olarak kabul ediliyor. Hipnoterapilerdeki amaç bilinçaltına verilen telkinler ile kişilerde bir farkındalık durumu oluşturmak.

Nilgün Yıldız / Formsante

Bu haber toplam 8443 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.