Tükenmişlik Çalışan Kadınlarda Yayılıyor!
Aile ve sosyal yaşamda üretim araçlarında hızlı gelişim, karı-koca arasındaki rol paylaşımında değişim ile otoriter, baskıcı ve müdahale edici yaklaşımlar aile içi iletişim çatışmalarına yol açmıştır. Aile içi ilişkilerde mutlu olmayan çiftler, iş ve sosyal yaşamada uyum sorunları yaşamaktadırlar. Şehir hayatı içinde üretime ve tüketime odaklanmış bireyler kendilerine yeterli zaman ayıramadığı, hayatına yön verecek sağlıklı değerler oluşturmadığı için mutsuzluk, huzursuzluk, güvensizlik, çaresizlik ve tükenmişlik duygusu içinde yaşamlarını sürdürmektedir.
Çalışan kadınlarda yayılıyor!
Kadınların eğitim düzeyinin yükselmesi ekonomik hayata aktif katılmasını sağlamıştır. Kadının çalışmanın yanı sıra aile içinde eş ve anne olması, iş yaşamının sorumlulukları yerine getirmede karşılaştığı güçlükler düşük ücret, çalışma koşullarındaki olumsuz faktörler, çocuklarına yeterli zaman ayıramaması, eşinden yeterince destek görmemesiyle beraber ekonomik ve sosyal sorunlar kadının hayat içinde yaşam kalitesini düşürmüş ve tükenmişlik sendromuna yol açmıştır.
Kadınlar İş hayatında erkeklerden farklı etkileniyor.
Yrd. Doç. Dr. Yusuf Kala tükenmiş kişilerin özelliklerini mükemmeliyetçi, ayrıntıcı, fazla sorumluluk sahibi, işe ait hırsı olan, sorunlara karşı esneklik gösteremeyen, katı kişilik özelliklerine sahip kişilerin daha çabuk tükendiğini söylüyor.
"Çalışan kadınlar hem iş hem de ev hayatını birlikte götürmek zorunda kaldıkları için kendilerine vakit ayıramıyorlar ve daha fazla tükenmişlik yaşıyorlar" diyen Yrd. Doç. Dr. Kala, erkeklerin futbol başta olmak üzere çeşitli spor dallarıyla daha fazla ilgilendikleri için rekabete daha açık bir şekilde yetiştiklerini kadınların ise çocukluk ve gençlik dönemlerinde çok fazla rekabet ortamında bulunmadıklarını ifade eden Kala, "Kadınlar rekabetle ilk olarak iş hayatında tanışıyor. Bu durum onlara ağır geliyor. Bu duruma ev hayatının zorlukları da eklenince tükenmişlik kadınlarda daha çok görülüyor" şeklinde belirtiyor.
Önleyici yaklaşımlar!
Bireyler öncelikle kendini tanıma, anlama ve sağlıklı yaşam koşullarını bilinçle, bilgiyle gerekirse uzmanından yardım alarak sürekli gelişim içinde oluşturmalıdır.
Aile ve sosyal çevreyle farklılıklara saygı ve uyum içinde ilişki kurmalıdır.
Net, anlaşır, somut sınırlar, gerçekçi hedef ve beklentiler geliştirmelidir.
Yaşam içinde rol ve sorumluluklarını belirlemelidir.
Kendi sınırlarını zorlayan tutumlar karşısında hayır diyebilmelidir.
Yaşamın getirdiği zor duygularla baş edebilecek duygu yönetim becerisine sahip olmalıdır. Boş zamanlarını verimli değerlendirebilmeli, iletişim engellerinden kaçınmalı ve açık iletişime önem vermelidir.
Bireylere ve ailelere danışmanlık!
Tükenmişlik içinde bireylerin, yaşadığı sorunların çözümünde uzmandan yardım alması faydalı olur. Danışmanlık hizmetiyle, bireylere ilişkilerinde iç görü ve farkındalık kazanılması amaçlanır. Danışmanlık sürecine aile katılımını sağlayarak ailenin tedavi gücü harekete geçirilir. Böylece tedavide ailenin rol almasında yardımcı olunarak aile içi ilişkileri yeniden yapılandırılır. Bireyin çaresizlik, değersizlik duygularının giderilmesinde aile ve toplumsal çözüm kaynakları harekete geçirilip aile, iş ve toplumsal çevreyle uyumu desteklenir. Bu amaçla danışma merkezleri yaygınlaştırılarak kolay, ulaşılabilir ve sosyal güvence kapsamında hizmetler olmasına özen gösterilmelidir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.