İHLAS.NET.TR - Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Giray Uraz, ergenlik döneminde bireylere yetişkinler tarafından cinsiyet rolü öğretilirken, cinsellikle ilgili bilgi verilmediğini, bunun da kabul edilebilir bir durum olmadığını söyledi.

Mersin Üniversitesi (MEÜ) Psikoloji Topluluğu tarafından organize edilen 'Psikoloji Günleri' etkinlikleri kapsamında Çiftlikköy Merkez Kampusu Prof.Dr. Uğur Oral Kültür Merkezi'nde 'Neden Bir İlişki? Nasıl Bir İlişki?' konulu bir panel gerçekleştirildi. Panele konuşmacı olarak katılan Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Giray Uraz, içgüdüler, cinsiyet ve cinsellik temelinde kadın erkek ilişkilerini değerlendirdi.

İnsanın, doğayla uyumlu değil aksine doğayı kendine çevirerek yaşadığını, sosyal çevresini de kendisinin yapılandırdığını belirten Dr. Giray Uraz, insanın içinde yaşadığı fiziksel ve sosyal çevrenin doğal olmadığını, bu yüzden de insanoğlunun doğduğu andan itibaren öğrenmeye başladığını savundu.

Bebeklik dönemindeki emme, gülme ve ağlamayla bazı refleksler dışında doğal davranışlardan söz edilemeyeceğini iddia eden Uraz, güdü ve gereksinimlerin insan hayatındaki yerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Uraz, insanlarda uyum amaçlı davranışların tümünü güdüler ortaya çıkarır ve evrim basamaklarında yükseldikçe davranışların, öğrenmelerin şekillendiğini söyledi.

İçgüdü kavramının önemine değinen Dr. Giray Uraz, şöyle konuştu: "Yetişkin bir insanın içgüdüler tarafından ortaya çıkarılmış ve biçimlendirilmiş herhangi bir davranışından söz etmek imkansız. Çünkü insanlar, doğal bir fiziksel ve sosyal ortamda yaşamazlar ve uyarıcılara karşı şematik davranışlar yapmazlar."

Uraz, ergenlik döneminde yaşanan gelişme ve değişmelere dikkat çekerek, bireylerin söz konusu dönemde bir yandan fizyolojik ve anatomik gelişmelerle birlikte cinselliği öğrenirken aynı zamanda da sosyal ve kültürel öğrenmelerle de cinsiyet rollerini kazandığını savundu.

Ergenlik döneminde bireylere, yetişkinler tarafından cinsiyet rolleri öğretilirken cinsellik konusunda bilgi verilmediğini, bu durumun da normal olarak kabul edilemeyeceğini söyledi. Uraz, cinsellik ve anneliğin doğada insan dışındaki tüm hayvanlarda türün devamını sağlayan içgüdüsel bir davranış biçimi olduğunu belirtti.

Cinselliğin insanlarda doğadaki temel işlevinden uzaklaşıp haz yaşantılarından biri haline geldiğine işaret eden Uraz, cinsellik ve anneliğin aynı amaca yönelik olmasına rağmen birçok kültürün anneliği yücelttiğini, cinselliği ise dışladığını ve hatta aşağıladığını anlattı.

En önemli ve güçlü ilişkinin, cinsellik içeren sevgili ilişkisi olduğunu anlatan Uraz, şöyle konuştu: "Cinsel ilişki açıkça ortaya konamaz, çünkü kültür doğaya karşı savaş açmıştır ve çok güçlüdür. Bahsettiğim sadece Türk kültürü değil, Batı kültürünün yönlendirdiği bütün kültürlerde de var bu durum. İnsanı doğasından kopartıp formatlanmış bir kültürel yaşama sokarlar. Cinsellik doğaldır o zaman yok edilmelidir."

Bir ilişkide iki insanın aynı ilişkiden aynı boyutta haz sağlayabileceğini, tek ilişki biçiminin ise cinsel ilişki olduğunu ifade eden Dr. Uraz, sözlerine şöyle devam etti:

"Çünkü iki kişi de fizyolojik olarak doyum sağlayacaktır. Olağan koşullarda cinsel ilişki içindeki her iki insan da hem haz alan hem de haz veren konumuna sahiptir. Bastırma, dışlama, aşağılama ve denetleme gibi nedenlerle karşılıklılık ve aynı boyutta çıkar sağlama niteliği bozulmuştur. Cinsel ilişki içindeki insanlardan birinin bedensel haz alması karşılığında diğeri çoğunlukla bedensel haz almadığı halde farklı çıkarlar sağlamak amacıyla cinsel ilişkiye girer."