1. YAZARLAR

  2. Maruf BEÇENE

  3. Psikologlara Yönelik TBMM'ye Sunulan Teklif
Maruf BEÇENE

Maruf BEÇENE

Yazarın Tüm Yazıları >

Psikologlara Yönelik TBMM'ye Sunulan Teklif

A+A-

1 Mart 2013 tarihinde BDP Iğdır Milletvekili Pervin BULDAN İmzalı TBMM'ye Psikologların Yaşadığı sorunlar için meclis araştırması teklifi sunuldu. En kötü yasa bile "yasasızlık"tan iyidir. Bu açıdan bu adım ruh sağlığı yasasının hazırlanması adına olumlu bir girişimdir. Çünkü Türkiye'de ruh sağlığı ile ilgili sorunların ana kaynağı "Ruh Sağlığı Yasası"nın olmayışıdır. Atılan bu adım teknik açıdan olumlu bir yaklaşım olsa da; teklifi sunan milletvekilinin alanla ilgisizliği teklif metninin her  satırında bariz bir şekilde görülmektedir. Ya da teklif sayın milletvekilinin eline tutuşturulmuş bir metin olduğunu adeta haykırmaktadır. Psikologların Yaşadığı sorunlar için meclis araştırma komisyonunun oluşturulmasına yönelik teklif metninde Sayın Pervin BULDAN'ın konuya ne kadar uzak olduğunu birkaç açıdan ele alalım:

Teklifin ilk cümlesi şöyle:

"Türkiye'de 6 Nisan 2011 tarihinde TBMM'de kabul edilen 6225 Torba Yasası kapsamında Rehber Öğretmenlerle Psikologlar aynı meslek mensuplarıymış gibi ifade edilmiş…."

Bu ifade sayın Pervin BULDAN'ın Mesleki unvanla mesleki kadroları ayırt edemeyecek kadar alandan kopuk olduğunu göstermektedir. Çünkü Rehber Öğretmenlik bir mesleki unvan değil bir istihdam kadrosudur. Bu kadroya öncelikli olarak Psikolojik Danışmanlar atanır. Bununla beraber ihtiyaca binaen psikologlarda rehber öğretmen olarak hem kamu hem de özel sektörde istihdam edilebilmektedir. Bununla beraber bu teklifin gerek olmamasına rağmen böyle bir cümleyle başlaması aynı zamanda mesleki çatışmayı provoke eden tahrikkar bir tutumdur. Yani yapıcı değildir.

PDR ve Psikolog tartışmasında iki mesleğin ayrı tutulması gerektiğini ve PDR mezunlarının psikologların istihdam alanlarına lisans statüsüyle dahil olmamaları gerektiğini düşünüyorum. Ancak psikolog yasasının böyle bir cümleyle başlaması teklifin teknik anlamda sorunlu olduğunu göstermektedir.

Teklifte ele alınan bir başka konu bir derneğin hazırladığı öne sürülen 6225 sayılı torba yasasında unvanı yasal zemine kavuşturulan klinik psikolog unvanıdır. Pervin BULDAN bu unvanı "psikolog" unvanının çerçevesi olarak teklif metninde ele almış. Oysa bu torba yasasında "Klinik Psikolog" unvanının çerçevesi belirlenmiştir. Buradaki unvan karışıklığı Pervin BULDAN'ın teklifi hazırlarken konudan ne kadar uzak ve kopuk olduğunu gösteren bir diğer önemli noktadır.

Teklifte Lisans mezuniyetindeki sorunlara vurgu oldukça isabetli ve psikoloji bölümüne yönelik yoğun ilginin sömürülmesi kesinlikle yerinde bir tespittir. Çünkü nasıl olsa kontenjanlar kesin dolar anlayışıyla tüm özel üniversiteler psikoloji bölümü açıyor. Artık 190 puanla öğrenci alan üniversiteler var. Yani bu durum rant sağlayan önemli bir sektöre dönüştü. Bununla beraber lisans eğitiminin kalitesizliğinin bir sonucu olarak son dönemlerde çığ gibi büyüyen psikoloji sertifika eğitimlerine yöneltilen eleştiri de oldukça yerinde bir tespittir. Psikoloji sertifika eğitimlerinde bölgesel dezavantajların olması teklif metninde vurgu yapılan isabetli diğer noktalardan biridir.

Teklif metninde özelikle birkaç defa, "psikoloji yasası hazırlanırken sadece bir derneğe danışılması" konusuna vurgu yapılmaktadır. Sayın Pervin BULDAN hangi dernek olduğunu ifade etmese de muhtemelen TPD'yi kast ediyor. Bu derneğe yönelik eleştiriler oldukça isabetli tespitlerdir. Çünkü TPD hemen hemen tüm faaliyetleri ücret karşılığı düzenleyen bir dernek pozisyonuna geçti. Dernekçilik mantığıyla uyuşmayan bir faaliyet çizgisi benimsenmiş ve eğitimler hatırı sayılır ücretlerle düzenlenmektedir. Bu durum klonlanmış veya semiz otu gibi bu çizgide faaliyet gösteren yeni derneklerin açılmasına da anlayış olarak zemin hazırlamıştır. Bunun bir sonucu olarak Psikoloji ile ilgili faaliyet gösteren yüzlerce dernek (STK) kuruldu. Dernekçilik mantığının ötesinde paravan şirket gibi faaliyet gösteren sözde STK'lar kuruldu. Bu yasa teklifinde psikoloji eğitimlerine vurgu yapılması bu açıdan olası suiistimal ve mesleki istismarları denetleyebilir/önleyebilir.

Teklifte ela alınan bir başka konu, yasanın olmayışının ürettiği suiistimal alanları. Psikolojiyle doğrudan ilgisi olmayan koçların, kişisel gelişimcilerin, iktisat ve işletmecilerin çeşitli sertifikalarla kendilerini kamuoyuna psikolog/terapist olarak takdim etmelerine yönelik tespit belki de "Meclis Araştırma Komisyonu"nun kurulmasına yönelik teklif metnindeki en önemli ve isabetli noktadır. 

Bununla berbaer, Psikolog Yasası için Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına yönelik teklif metninin hazırlanmasında adını zikretmek istemediğim bir derneğin dili baskındır. Buda konuya hala ideolojik sınırlarımızın dışında yaklaşamadığımızın önemli bir göstergesidir.

Konunun gündeme gelmesi açısından bu teklif çok önemlidir. Ancak Sayın Pervin BULDAN'a önerim keşke kendisi de sadece bir derneğin etkisinde kalarak değil birçok kaynaktan bilgi toplayarak bu metni hazırlasaydı.

Yani sözün kısası dersine iyi çalışılmadan hazırlanmış bir teklif. Bu haliyle bile heyecan verici bir gelişme.

Ruh Sağlığı Yasasına her zemin ve koşulda TAM DESTEK…

Psikolog Meslek Yasası İçin TBMM'ye sunulan yasa teklifinin ayrıntıları için tıklayınız... 

Bu yazı toplam 8906 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
9 Yorum