1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Özürlüler yokmuş gibi davranamayız

Özürlüler yokmuş gibi davranamayız

Psikolog Fatma Tuncer, "Hayatı şekillendirirken özürlüler yokmuş gibi davranamayız" dedi..

A+A-

Röportaj: Ömer Faruk Akari / Dünya Bülteni


Türkiye’de özürlü vatandaşların sayısı küçümsenmeyecek oranda fazladır. Buna bağlı olarak sosyal hayatta özürlü insanların yer alamaması, kendi dünyalarında yaşamaya mahkum olmaları büyük bir sorun teşkil ediyor.

Görmemezlikten gelmek, özürlüleri yok saymak son derece yanlış bir davranış. Bu sebeple sosyal çevreyi özürlülerle paylaşabilmek, iş sahalarında özürlülere yer vermek, makul derecede onları toplumun bir parçası haline getirmek toplumun her bireyinin bir sorumluluğu. Devlet yatırımları ve yardımlarından ziyade toplumun her bireyi özürlü ve yakınlarına destek olması gerekir.

Dünya Bülteni özürlü sorunları, ihtiyaçları ve Eyüp Belediyesi Özürlüler Koordinasyon Merkezi’nin yaptığı faaliyetleri Eyüp Belediyesi Özürlüler Koordinasyon Merkezi danışmanı Fatma Tuncer’e sordu.

Kısaca kendinizden ve Eyüp Koordinasyon Merkezi’nden bahseder misiniz?

Eyüp Belediyesinde beş yıl önce psikolojik danışman olarak başladım. Uzun zaman erişkin terapisi ile ilgilendim. Yeni dönem itibari ile Özürlüler Koordinasyon Merkezi’nde görev almaya başladım. Ayrıca edebiyatla ilgileniyorum ve eğitim ve psikoloji alanında yayınlanmış olan dört kitabım var.  

Eyüp belediyesi Özürlüler Koordinasyon Merkezi altı yıldır faaliyette olan bir kuruluş. Bir yıl önce burada göreve başladım ve geldiğimiz günden sonra Eyüp’te oturan özürlüleri kayıt altına aldık. 3000 i aşkın Eyüp ve çevresinde oturan özürlü vatandaşımızı Özürlüler Merkezine üye yaptık. Üye yaparken ihtiyaçlarına, özür durumlarına ve taleplerine göre kategorilere ayırarak dosyalarını çıkarttık. Bu talepleri iş, ekonomik destek, kömür, erzak, eğitim ve sosyal faaliyet şeklinde ayırdık.

Yaptığınız faaliyetleriniz neler?

Maddi olarak hepsine yardımcı olamasak da erzak, kömür ve ev ihtiyaçlarının karşılanması konusunda yardımda bulunuyoruz. Tekerlekli sandalye, baston ve hasta yatağı ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Özürlüler merkezine gelerek kulaklık gözlük gibi ihtiyaçları olanlar için başka vakıf ve derneklerle irtibata geçerek onların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Bu bağlamda İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve kaymakamlığa bağlı vakıflarla da yardımlaşıyoruz. Psikolog ve fizik tedavi noktasında Büyükşehir Belediyesinin imkânlarını kullanıyoruz.

Eğitim alanında özürlü ve aile seminerleri düzenliyoruz. Aileler genel itibari ile çocukların özür durumunu kabullenemiyor. Bu yüzden aile seminerlerini daha çok destek ve terapi verme amacıyla yapıyoruz.

Dünya Özürlüler gününde benim yazdığım ve bize kayıtlı olan özürlülerin rol aldığı bir tiyatro oynadık. Evinden çıkacak durumda olmayanlara ev ziyaretlerine gidiyoruz. Bu ziyaretlerde ailelere erzak ve hediyeler götürüyoruz. İhtiyaçlarını yerinde görme imkânımız oluyor. Haklarını konusunda özürlü ve ailelerine bilgilendirme yapıyoruz. Bu bilgilendirme özürlülerin verilen haklar, bakım parası ve özürlü maaşı nasıl alınır gibi bilgileri içeriyor. Bununla birlikte dertlerinin paylaşılması noktasında ev ziyaretleri çok önemli. Bazen destek olmak maddi yardımdan daha etkili olabiliyor.

Türkiye’de özürlü vatandaşların ne tür sorunları olduğunu düşünüyorsunuz?

Özürlülerin Türkiye’de en büyük sorunu mimari yapıların özürlüler düşünülerek yapılmaması. Daha sonra ekonomik yetersizlik ve işsizlik. Belediyenin desteği ile İŞKUR’a başvurarak onlara biz iş bulmaya çalışıyoruz. Fakat birçoğunun diploması olmadığı için iş bulma noktasında zorluklar çekiyoruz. Özürlülerin kullanmak zorunda olduğu yüksek maliyetli cihazların tedarik edilmesi oldukça uzun sürüyor. Bu da özürlülerin mağdur olmasına neden oluyor.

Devlet özürlü vatandaşlara ne tür yatırımlar yapıyor?

Devletin özürlülere verdiği çok güzel imkânlar var. Özürlü çocuğu olan aileye ayda 500 TL bakım parası ödüyor. Yüzde 45 ve üzeri özürlü olanlara üç ayda bir özürlü maaşı veriyor. Ulaşımda indirim sağlıyor. Özel şirketlerin de belli bir sayıda özürlü çalıştırması için kanun bulunuyor. Bu kanuna uymayan şirketlere ceza uyguluyor. Çalışabilecek durumda olanlara iş imkânı da sağlamış oluyor. Memur alma noktasında kolaylıklar sağlıyor.

Bu gibi yardımların özürlülere verilmesiyle ailelerde özürlü olan yakınlarına daha fazla sahip çıkmaya başlıyorlar. Tabi bu beraberinde bir istismar da getiriyor. Bazı özürlü aileleri devletten yardım almalarına karşı bizden de yardım almak için başvuruyorlar. Bunları tespit ediyoruz ve suiistimallere imkân vermemeye çalışıyoruz.

Toplumun özürlülere bakışı nasıl?

Toplum olarak baktığımızda da insanlar diğer Avrupa ülkelerine oranla özürlülere daha fazla yardım ediliyor. Özel vakıflar ve dernekler kurularak özürlülerin ihtiyaçları karşılanmaya çalışılıyor. Fakat özürlülere davranış konusunda birçok yanlışlıklar da yapılıyor. Aşırı yardım etme isteği bazen özürlü insanların canını sıkabiliyor. Fazla soru sorulması son derece rahatsız edici bir davranış. Toplumun özürlülere acıyarak bakması ve onu toplumun bir parçası olarak görememesi özürlülerin özgüvenlerini azalttığı gibi kendilerini acındırmaya alışarak her işi acındıra yöntemiyle çözmeye çalışabiliyorlar. Özürlülerle iletişim noktasında insanların biraz daha bilinçlenmesi gerektiğini düşünüyorum.

Özürlü insanların hayata nasıl bakıyorlar?

Özürlülerin çok farlı bir dünyaları var. Bir kısmı eğitimini almış, özrünü kabullenerek hayata devam etmeye gayret gösterirken, bir kısmı hala özrünü kabullenememiş oluyor. Daha kırılgan ve alıngan davranabiliyorlar. Kendilerini toplumdan soyutlayıp tek başına yaşamak istiyorlar.

Başka projeleriniz var mı?

Öncelikle mekân olarak çok iyi bir yere sahip değiliz. Bu konuda çalışmalarımız var. Daha geniş bir yere taşınmayı planlıyoruz. Halka özürlülerle nasıl ilişki kurulması gerektiği konusunda seminer düzenlemeyerek aile ve özürlü seminerlerinin sayısını arttırmayı düşünüyoruz. Değişik meslek alanlarında onlara kurslar açmayı planlıyoruz. Özürlü insanlarımız bu sayede hem eğlenceli vakit geçirecekleri gibi hem de kendilerine maddi bir gelirde sağlamış olacaklar. Ayrıca kurslarla birlikte meslek nasıl bulunur konusunda uzmanlardan yardım alarak bir eğitim programı yapacağız. Özürlüleri ve ailelerini bir araya getirmek çok önemli. Bu yüzden özürlü aileleri için moral verme günler, özürlüler içinde bir özürlü kıraathanesi projemiz var. Dünya Özürlüler gününde yaptığımız tiyatroyu geliştirerek tiyatro çalışmalarına devam etmeyi ve özürlüler korosu kurmayı düşünüyoruz.

Bu haber toplam 5988 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.