Üniversiteli’ye İnce Taktikler
Mesleğiniz/bölümünüz/ilgi alanınız ile ilgili her yıl düzenlenen bir kongre veya panel bulun ve muhakkak katılın. Hatta yapabiliyorsanız, önceden konusu açıklanan bu toplantılara hazırlıklı, bildirili veya sunum ile katılın. Bu sizin hem sınıf arkadaşlarınıza göre bir adım önde, hızlı ve bilgili bir lisans hayatı geçirmenize, sistemli bir çalışma yapabilmenize ve dahası gelecekte yüksek lisans, doktora gibi akademik bir kariyer isterseniz önemli bir başlangıç olma özelliği taşıyacaktır.
Özellikle, yurtdışı yüksek lisans başvurularında bu tarz, okul dışı eğitim ve gelişim faaliyetleri büyük önem taşıyor. Dahası, herhangi bir konuda sizi ister istemez, disipline ederek hem bir akademik çalışma bağlamının içerisine çekerken, aynı zamanda takım çalışması ve zaman yönetimi gibi çok ciddi yetkinlikler kazanabiliyorsunuz. Nasıl yaa? Dediğinizi duyar gibiyim. Üniversite yaşamınız boyunca, eğer ki sık sık takım çalışmaları, proje gruplarına dağılımları yaşarsanız ne demek istediğimi çok ama çok rahat anlayacaksınız lakin özetle, üniversite eğitiminde grup çalışmalarında işler ve çalışmalar genellikle hep 1 kişinin üzerine yıkılmaya çalışılır. Ve eğer, proje ve ilgili konu sizin için önemli ise – ki olmalı yükün altına girecek birkaç kişiden biri olacak ve kendinizi ciddi manada zorlayacaksınız demektir.
Tüm Türkiye’den gelenlerin olabildiği, geniş katılımlı (hatta yapabiliyorsanız Uluslar arası ölçütte olsun) etkinliklere katılarak birikiminizi arttırın. Özellikle, bunu 1. Sınıfta hemen yapmaya çalışın, okula, bölüme alışmanızı hızlandırırken, hocalar nezdinde de tanınan ve sevilen biri olmanıza yol açar –ki önemli bir unsurdur. Yine sene içerisinde ve yaz tatilinizi çalışıp, para kazanarak ve mümkünse biriktirerek geçirmenizi şiddetle öneriyorum. Bunu bulmak çok zor değil, benim de bizatihi duyduğum katıldığım kongreler vardı, Ulusal Psikoloji, Tıp, Felsefe, Kamu Yönetimi, Sosyoloji, Tarih gibi sosyal bilimlerin önemli zirveleri olmaktadır bu tür kongreler.
Bu tarz kongre ve panel gibi resmi toplantıların yanı sıra, üniversiteler bünyesinde son yıllarda artış gösteren kurumsal bir oluşum, yeni bir eğilim var. Biraz da bundan bahsedeyim. Yok ya, bahsetmeyeyim. Buldum buldum, evet arkadaşlar, hadi bakalım yarış başlıyor. Üniversitelerde son yıllarda özellikle bir artış gösteren bir kurumsal yapı, hizmet aracı bulunmata, Bu eğilim nedir? Cevabını bana mailleyen ilk 3 kişiye, 1paket Çabuk Çorba yollayacağım. –ki önümüzdeki yazımda da bu konuya hafif bir giriş ile yönlendirme yapacağım. Yanıtlarınızı bekliyorum…
Bir diğer üniversiteli siz değerli arkadaşlarıma önereceğim en mühim hususlardan birisi de yurtdışı tecrübeleridir. Ne demişler, çok okuyan değil, çok gezen bilir. ( Her ne kadar bu konu ciddi bir tartışma ve net bir konu olmasa da, ben bu şekilde inanıyorum ) Artık eskisi gibi pahalı, uzak, yok şu sorun bu sorun gibi mazaretler de kalmadı. Bu konuda sayısız imkan varken, araştırmayan, soruşturmayan nice gencimiz hiçbir nimetten faydalanamıyor.
Bu konuda çok çeşitli ve farklı opsiyonlar mevcut lakin araştırmasını, kullanmasını bilene. Avrupa Birliği Gençlik Programları ile, bireysel gezme teşebbüsleri ile, Staj hareketleri ile, devletler arası yapılan Milli Eğitim Bakanlıkları düzeyindeki anlaşmalar ile, Sivil Toplum Kuruluşlarının temsilcisi olarak sayısız yere gidebilir, farklı kültürlerden okuma ve araştırma ile edinemeyeceğiniz bilgileri edinmeniz mümkün olabilir.
Bu konuda en öncelikli adres www.ua.gov.tr adresindedir. Bu web sitesini iyice incelemenizi ve hemen her unsurunu bilerek, araştırarak programlara nasıl katılabileceğinizi öğrenmenizi tavsiye ediyorum. Nasip olur ise, yakın vadede bu konu ile ilgili de bir şeyler yazmaya çalışacağım.
Yine AB ile ilgili gençlik değişim programlarının olduğu çeşitli web siteleri var. Mail grupları var. Düzenli şekilde buraları takip edin derim. Bir diğer web sitesi ise http://www.ab-ilan.com/ . Yanı sıra, Avrupa Birliği’nin bu konuda en önemli merkezlerinden biri olan http://www.salto-youth.net/ adresidir. İngilizce’niz fena değilse, bu sitelerden yararlanmanız ve kısa vadede yurtdışına, Avrupa’da herhangi bir ülkede 1 hafta veya 10 günlük bir programa kabul almanız gayet mümkün. Her yıl, Türkiye Avrupa Birliği’ne bu kapsamda fonlar ayırmakta, AB ise bu parayı, belirli oranlarda dağıtmakta ve bizim gençliğimiz yeterli proje teklifi sunmadığından ötürü, normalde alabileceğimizin altında bütçeler alabilmekteyiz. Dolayısıyla, tabiri caizse bu tarz etkinlikleri takip etmek ve kısa vadede bir yurt dışı projesine dahil olabilmeniz çok önemlidir. “Ben daha yeni üniversiteliyim”, “ben yapamam” diyen arkadaşlara ise kocaman bir Yuh! Yolluyorum. Daha ne kadar büyüyeceksiniz, Fatih kaç yaşında İstanbul’u fethetmişti. Ya da Facebook ‘un sahibi Mark kaç yaşında dünya tarihine geçti ve yaşayan efsane oldu. Arkadaşlar, dünyayı takip edin ve yurtdışına muhakkak çıkın. Bu farklı kültürleri, farklı yaşayışları ve özellikle farklı toplumsal değerler ile diğer medeniyetleri tanımanız açısından çok önemlidir.
Yanı sıra, biriktirebilirseniz, paranızı en efektif şekilde gezilerde kullanabilmek için ekonomik yollar denemelisiniz. Bunun için de hem Türkiye’ye yakın, hem de vize istemeyen yerleri ilk etapta ziyaret etmeniz mümkündür. Dış İşleri Bakanlığı web sitesinden konu ile ilgili detaylı bilgiyi alabilirsiniz, yanı sıra www.geziyorumlari.com sitesi de size yardımcı olabilir. Son olarak, ekonomik bir şekilde 10 gün içinde 6 Balkan ülkesini de gezdiğim ve bunu siteleştirdiğim www.balkanturu.net isimli web sitemi de ziyaret edebilir, kendinizi ateşleyebilirsiniz.(bkz : reklamlar => )
Şimdilik bu kadar, önümüzdeki günlerde daha detaylı açıklamalar ile görüşmek üzere…
İyi çalışmalar…
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.