Prof. Dr. Yankı YAZGAN

Prof. Dr. Yankı YAZGAN

Tasarruf nedir?

Tasarruf nedir?

Televizyon kanalları kriz sebebi ya da bahanesiyle en düzgün programlarını (en az seyirci ve para getiren) kaldırmaya başladı. Gazetelerde de benzer uygulamaları görebiliriz. Bir mesaj vermem gerekirse, “topluma kötü örnek oluyorlar”. Gerekçeler arasında, okurların daha az gazete almaya başlaması (“sizin kabahatiniz”) ön sırayı alabilir. Okurlar, gazete almaktan vazgeçmekle kalmayıp, zaten almadıkları kitapları almamak için yeni bir lokantada yediği yemekten, içtiği içkiden, kahveden feragat ettiğinde ise, mutsuzluk zinciri uzayıp gidecek, yemediğiniz yemek, içmediğiniz kahve ya da içkiden elde ettiğiniz tasarruf inanın buharlaşacak. Peki, tasarruf etmeye nereden başlamalısınız? Hayatınızdaki fazlalıkların, olmadığında tadınız kaçmayacak şeylerin listesini ben yapamam. Ama, kitaba, yemeye içmeye yan gözle bakmamanız için uyarırım. Söylemedi demeyin.

Tasarruf karın doyurmaz. Siyasi liderlerin ilk yapacağı tasarruf tabii ki kendi bileklerinin haklarıyla eriştikleri konumun getirdiği görkem ve şatafattan vazgeçmek olamaz. Bilim ve sanat, kendini ifade ve hakikatin dayatılan kalıplar dışındaki biçimlerini arayışın bu en incelmiş yolları ilk gözden çıkarılan, zaten eğreti durdukları siyasi bütçelerden ilk tasarruf edilen olabilir. Sanat ya da bilim karın doyurmaz, malum. Yapılan tasarrufla kimin karnının doyacağı ise, malumdur.

“Sayın başkan”. Bilim dünyasından Amerika B.D. başkan adaylarına seslenen mesajlardan bir tanesi ilgimi çekti: “Seçilecek başkanın beynini kullanan insanların toplumsal statüsünü yükseltmeyi bir vatan borcu bilmesini diliyorum. Hollywood’dan Beyaz Saray’a birçok yerde, cehalet ve aptallık, ya sevimli bir komiklik ya da hayranlık uyandırıcı bir kabadayılık gibi gösteriliyor. Entelektüellere düşmanlık, Amerika’ya düşmanlıktır. Şaklabanlara bilginlerinden daha çok saygı gösteren ülkeler, eninde sonunda yok olup giderler. Bilim insanlarını “dünyadan kopuk” ya da “entel dantel” yaftalarıyla aşağılamak yerine, bilinmeyeni keşfetmeye, gerçeklerle yüzleşmeye cesaret eden bu insanlara değer verin. Daha fazla para, daha fazla tanınma ve ses duyurma imkanı, daha iyi elbiseler, daha fazla seks ve şöhret başlarına vurduğunda bedava psikoterapi olanağı verin.” Matthew Chapman, ScienceDebate 2008 kampanyası öncülerinden, yazar (New Scientist, 4 Ekim 2008). Yorum yok.

Kötü emel. İnternette yazılarımı iki ayrı yerde muhafaza ediyorum: www.yankiyazgan.com , daha ziyade uzun yazılar, bilimsel sunumlar, konuşma özetleri. İkincisi ise, www.yankiyazgan.blogspot.com adresindeki blog. Burada kısa notlar, anılar, gündelik sıradan durumlar üzerine yorumlar ve çizimler yer alıyor. Artık bu blogu TC yurttaşları okuyamayacak. Sadece bu blogu değil, blogger adlı site tarafından yönetilen her türlü blog’a (blogspot uzantılı olanlar) erişim Diyarbakır’daki bir mahkeme tarafından yasaklandı. Bu konuda garip bir durum, bazı devlet kurumlarındaki bilgisayarlardan, örneğin Milli Eğitim’e bağlı olanlar, her türlü bilim dışı propagandanın yapıldığı siteye erişilebilirken, blogger.com üzerindeki bloglara bir süredir zaten erişilemiyor olmasıydı. Bir hafta kadar önce bir öğretmen okurum, bloguma işyerinden erişimin engellendiği uyarısını gördüğünde önce bana yönelik bir kısıtlama diye düşünerek bana yazdığında durumu fark etmiştim. Blogger’daki bütün bloglara erişim önlenerek, acaba neyi, hangi zararı önlediğini, önleyebileceğini düşünüyor, yasaklayan ya da yasaklansın diye başvuran....Tabii, bütün bu yasaklar kötü emelleri olanlar yüzündendir, mutlaka. Ah, kötü Emel ah.... Şu Emel’i bir bulsak.

Mesaj: İfade etme, kendini anlatma özgürlüğünden tasarruf ederek, zengin olunmaz; sadece, iyice ve kesin olarak fakirleşilir.

Bu yazı toplam 5514 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Prof. Dr. Yankı YAZGAN Arşivi