Psikiyatrik Görüşme Biçimleri

Psikiyatrik Görüşme Biçimleri
Bir psikiyatristin hastayla güven dolu bir ilişki kurmayı sağlayacak görüşme teknikleri geliştirmesi önemlidir.

Bir psikiyatrik hastayı etkin bir şekilde tedavi edebilmek için, öncelikle güvenilir ve kabul edilir bir tanı koymak gerekmektedir. Bu tanıyı oluşturabilmek için, psikiyatrist hastasını biyopsikososyal bir birey olarak tanıyabilmeli, yani hastasının şu anki kişi olmasına katkıda bulunan genetik, biyolojik, gelişimsel, sosyal, psikolojik etkenler hakkında olabildiği kadar fazla bilgi toplayabilmelidir. Tüm tıp branşlarında tanı koyma açısından hekimin en önemli araçlarından bir olan anamnez alma, bir psikiyatristin hastasını tanıyıp tedavi etmesi için şart olan bir araçtır. Bu yüzden bir psikiyatristin hastayla güven dolu bir ilişki kurmayı sağlayacak görüşme teknikleri geliştirmesi önemlidir.        

Temelde iki türlü psikiyatrik görüşme biçimi vardır:

1- Belirti ağırlıklı görüşme: Bu tür görüşmede amaç tanı koymaktır. Bir bozukluğun tanı ve ayırıcı tanı ölçütlerine uyan ve uymayan belirileri saptamak ve kesin tanıyı koyabilmek için, bu amaçla hazırlanmış, cevapları “evet” veya “hayır” şeklinde olan kapalı uçlu sorular sorulur. Örneğin; Depresyondaki hasta için; “Son iki haftada kendinizi çoğunlukla karamsar, mutsuz, ümitsiz hissettiniz mi?”, psikotik bir hasta için; “Başkalarının duyamadığı sesler duyduğunuz oldu mu?” gibi.  Bu tür bir görüşme biçimi hastada bulunabilecek belirtileri taramaktadır. Fakat görüşmeyi yapan kişi bu çizelgelere çok saplanırsa, yani görüşme daha çok belirti saptamaya yönelik kalırsa, hasta ile ilişki kurmak için gerekli olan esneklik görüşmede olmayacak ve yeterli bir ilişki kurulması aksayabilecektir.

Bu tipi bir görüşmenin ardından bir tanı sistemine göre tanı konur. Klinik pratikte en sık kullandığımız tanı sistemi olan DSM’nin 5 ekseni vardır:

  1. eksen: Klinik bozukluklar ve klinik ilgi odağı olabilecek diğer durumlar bu eksende değerlendirilir.
  2. eksen: Bu eksende kişilik bozuklukları ve mental retardasyon yer alır.
  3. eksen: Şu anki psikiyatrik tablonun nedeni olsun olmasın fiziksel hastalıklar buraya kaydedilir.
  4. eksen: Şu andaki psikiyatrik hastalığa katkıda bulunan stres etkenleri değerlendirilir. Olay son bir yıl içinde olmalı ve bir psikiyatrik bozukluk gelişimine, eski bir hastalığın yinelemesine veya var olan bir hastalığın alevlenmesine katlıda bulunuyor olmalıdır.
  5. eksen: Hastanın psikolojik, sosyal ve mesleki işlevselliğinin genel değerlendirmesini içerir.

2- İlişki ağırlıklı görüşme: Temel amaç hasta ile bir ilişki kurmaktır. Burada da tanı önemlidir, fakat tanıya varmak için yakalanan ipuçları görüşmeciyi ilişki kurma ilkelerinden uzaklaştırmaya zorlamaz. Hastanın kendi istediklerini söylemesine ve görüşmecinin de daha çok dinlemesine ve fazla yönetmeyen bir görüşme sürdürmesine olanak sağlanır. Bu amaçla, bu tip görüşmede daha çok cevabı “evet” veya “hayır” olmayan, hastanın kendi ifadelerine daha fazla olanak sağlayan açık uçlu sorular sorulur. Örneğin; Depresyonda olduğu düşünülen hastaya “Son zamanlarda kendinizi nasıl hissediyorsunuz?” şeklinde sormak gibi. Bu görüşme şeklinde, hastanın anlattıklarının, sorduklarının altında yatan olası bilinç dışı süreçlere de kulak verilir (üçüncü kulakla veya satır aralarını dinleme).

 


 

Öğr. Gör. Dr. Aslıhan Sayın

Bu haber toplam 20986 defa okunmuştur
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum