1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Kekemeliğin Türleri ve Nedenler

Kekemeliğin Türleri ve Nedenler

Konuşma Bozuklukları Eğitmeni Mediha Güney ilköğretim çağındaki çocukların baskı ve şiddet görmeleri durumunda kekeme olabileceğini söyledi.

A+A-

Enis DURSUN / HABER7.COM


Radyo 7’nin sevilen programcılarından Eda Çelebi’nin hazırlayıp sunduğu Eda’yla Gün Ortası programının dünkü konuğu Konuşma Bozuklukları Eğitmeni Mediha Güney oldu. Güney, kekemeliğin sebepleri ve tedavisi hakkında bilgiler verildi. Kekemelik belirtilerinin 2 ila 3 yaşları arasında görüldüğünü aktaran Güney, ilköğretim çağındaki çocukların baskı ve şiddet görmeleri durumunda kekeme olabileceğini de belirtti.

EDA: Kekemelik nedir?
MEDİHA GÜNEY: Kekemelik konuşma bozukluğudur. Yanlış konuşma alışkanlığıdır. %90 ı korkudan oluşan bir sorundur. Belli bir oranı ise çocuklar havale geçirdikten sonra ortaya çıkıyor. Kekemelik annede ya da babada varsa taklit edilerek ortaya çıkabiliyor.

EDA: Kekemeliğe neler yol açıyor? Türleri var mı?
MEDİHA GÜNEY: Kekemelik psikolojik bir rahatsızlıktır. Korkudan dolayı ortaya çıkar. Birincil kekemelik ve ikincil kekemelik olmak üzere ikiye ayrılır. Birincil kekemelik daha hafiftir. Çocuklar veya büyükler kelimenin sadece ilk hecesini tekrarlayarak kelimenin sonunu getirebiliyor. İkincil kekemelik ise daha kronikleşmiş ağır bir kekemeliktir. Kişiler kelime aralarında duraksamalar yaparlar veya bedende bir takım hareketler oluşur. Tikler, vurmalar, başını geriye doğru atmalar oluşuyor.

EDA: Genellikle kekemelik hangi yaş grubunda ortaya çıkıyor?
MEDİHA GÜNEY: Genellikle 3 ila 7 yaş arasında ortaya çıkıyor.

EDA: Bunu anne baba fark edebiliyor mu? Belirtileri var mı?
MEDİHA GÜNEY: Tabi ki fark edebiliyor. Çünkü çocuk konuşmaya başlayınca kelimelerin ilk hecesini tekrar ederek söylediği kelimenin sonuna getirebiliyor. Genelde iki buçuk yaşlarında tüm çocuklarda daha kelime dağarcıkları geniş olmadığı için kelimeleri tekrar ederek sonunu getiriyorlar. Ama ileriki yıllarda, hemen hemen 2 veya 3 yıl içersinde kelimenin ilk hecesini sonuna getirme durumu sonlamaz ise ve çocuk o şekilde konuşmaya devam ederse artık kekemelik başlamıştır.

ÖĞRETMEN BASKISI KEKEMELİĞE SEBEP OLABİLİR

EDA: 3 ila 7 yaş diye sınırladık ama ileriki yaşlarda da kekemelik ortaya çıkabiliyor mu? Mesela çocuklarda psikolojik nedenler, aile baskıları ya da okuldaki başarısızlıkta 7 yaş üstündeki çocuklarda kekemeliğe yol açıyor mu?
MEDİHA GÜNEY: 7 yaş üzerindeki çocuklarda çok nadir olsa da olabiliyor. Mesela ortaokulda öğretmen baskısından dolayı öğrencilerde kekemelik başlayabiliyor.

EDA: Aile baskısında çevre faktörü de bununla bağlantılı mı?
MEDİHA GÜNEY: Çevre baskısı da olabiliyor. Örneğin çocuklar dışarıda oyun oynarken arkadaşı ya da büyüklerden birisi arkasından yaklaşarak onu ani bir şekilde korkutabiliyor. Korkuttuğu zamanda kekemelik ortaya çıkabiliyor. Veya aile içerisinde baba otoriterse, aile içerisinde huzursuzluk varsa, ortam kavgalı bir ortamsa kekemelik ortaya çıkabiliyor.

EDA: Çocuklarda ki yavaş ve sıkılgan konuşma kekemeliğe yol açabilir mi? Anne ve babalar çocuklarına bu anlamda nasıl destek verebilirler?
MEDİHA GÜNEY: Sıkılgan konuşma genelde kekemeliğe yol açmıyor ama anne baba hiçbir zaman çocuğuna güzel konuşmadığını belirtmemeleri gerekiyor. Daha çok onları teşvik etmek gerekiyor. Destek vermeleri gerekiyor.

EDA: Kekemeden kurtulmuş konuklarımız da var.  Biraz da onlardan bahsedelim.
MEDİHA GÜNEY: Alper Akbal işletme mezunu. İlk gün yanıma geldiği zaman Alper’de fazlasıyla takılmalar vardı. Ağzında da hafif tikler vardı. Bu arada öncesinde Alper pek çok yere gidip tedavi görmüş. Önemli sonuçlar alamamış.

EDA: Alper dünya konuşma merkezine gitmeden önce nelerle karşılaştın?
ALPER AKBAL: Konuşma bozukluğu beni her yerde etkiliyordu. Konuşamamak gerek okulda gerekse dışarıda gerçekten büyük bir sorun.

EDA: Arkadaşlarının arasında da sıkıntı yaşıyor muydun?
ALPER AKBAL: Arkadaşlarımın arasında pek sıkıntım yoktu. Arkadaşlarım bana bu konuda pek bir şey belli etmiyorlardı genelde ama dışarıda yabancılarla konuştuğum zaman zorlanıyordum. Okulda sunum dersleri oluyordu. Bunları yapamıyordum.

EDA: Peki neden Mediha Hanımdan önce negatif bir sonuç aldın?
ALPER AKBAL: Ben yine bundan önce de konuşma bozuklukları üzerine eğitim veren yerlere gittim. Psikologlara gittim. Ama açıkçası hiçbir faydasını göremedim.

EDA: Hiçbir ilerleme kaydedemedin mi?
ALPER AKBAL: Şöyle söyleyebilirim; herhalde onların uyguladığı teknikler bana uymadı. Ama hiçbir şey olmadı. Çok az bir ilerleme oluyordu ama birkaç ay sonra yine eski halime dönüyordum.

EDA: Ne kadar sürede düzgün konuşmayı başarabildin?
ALPER AKBAL: Normalde 15 gün susma dönemi dediğimiz bir dönem var. Ben onuncu gün çok yavaş bir şekilde konuşmaya başladım. Yavaş konuşmamı bir süre devam ettirdim ve ardından normal tempomu yakalayıp konuşmaya başladım.

TEDAVİ BİR AY SÜRÜYOR
 
EDA: Mediha Hanım tedavi ne kadar sürüyor?
MEDİHA GÜNEY: Tedavi bir ay sürüyor. İlk etapta iki hafta susma dönemi var. Ben bu iki haftalık susma dönemini herkesin geçirmesini tavsiye ediyorum. Daha sağlıklı oluyor. fakat egzersizlerde başarılı olan arkadaşlarda yapacak bir şey kalmadığı için onuncu günden konuşturmaya başladık. Ama ortalama bu süre iki hafta sürüyor. Susma dönemi içerisinde arkadaşlar sadece susmuyorlar tabi. Bunun yanı sıra bilgisayar destekli egzersizlerimiz oluyor. herkes orada okuma tekniğini uyguluyor. Doğru nefes alıp verme teknikleri uygulanıyor. Testlerimiz var. Yedinci gün ilk testimiz oluyor. on birinci gün ikinci testimiz oluyor. Bu testleri de herkesin önünde yapıyoruz. Zaten bu testlerde kat edilen yol görünüyor. 15. günde de artık herkes akıcı bir şekilde konuşmaya başlıyor.

EDA: Sizi aradığımızda telefona yanınızda ki kekemeliği olan hastalar bakıyor. Bu da sizin yapmış olduğunuz tekniklerden birisi değil mi?
MEDİHA GÜNEY: Ben özellikle yanımda eğitim gören kişilerin konuşmaları düzeldikten sonra özgüvenlerini kazanmaları için dışarıdan telefon geldiğinde telefonu onlara açtırıyorum. Gündelik hayatta artık telefonsuz olmuyor. Bir iletişim aracı olarak telefonla konuşmak zorundayız. Bunu da uygulayınca çok başarılı ve çok güzel oluyor. Çünkü telefon görüşmeleri kekemelik sorunu yaşayan kişilerde en büyük kâbuslardan birisidir. Bu sayede onu da aşıyoruz.

KEKEMELİK ERKEKLERDE DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR

EDA: Kekemelik cinsiyete göre farklılık gösteriyor mu? Erkekler de, bayanlar da veya çocuklarda farklı olabiliyor mu?
MEDİHA GÜNEY: Evet farklılıklar gösteriyor. Genelde kekemelik erkek çocuklarında dört misli daha fazla olur. Erkek çocuklarında geç konuşma oranı da 4 veya 5 yaşlarında oluyor. Kız çocuklarında henüz böyle bir şeye rastlamadık. Bunun sebebini de tüm bilim adamları araştırmışlar. Ama net bir cevabı yoktur.

EDA: Kekemelik sürekli midir?
MEDİHA GÜNEY: Sürekli değildir. Bunu sekiz yıllık tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim. Yanımızda egzersiz gören, bu programı uygulayan kişiler tüm tekniği uyguladıktan sonra ve bu tekniğe belli bir süre devam ettikten sonra artık bu kişilerde refleks haline geliyor. İleriki hayatında da kişi tekniği nasıl yapacağını düşünmeden düzgün bir şekilde konuşarak normal hayatına devam ediyor.

EDA: Tedavi ederken CD programları üzerinden de çalışmalar yapıyor musunuz? Yani hastayla birebir ilgilenmenin dışında başka bilgisayar eğitim programları oluyor mu?
MEDİHA GÜNEY: Bu programı merkezde uyguluyoruz. Kişi duyduğunu tekrar ediyor. Nefes çalışmalarımız var. Artı öz güven çalışmaları var. Özgüven çalışmaları içerisinde herkesin önünde sunum yapma, yabancıların önünde sunum yapma gibi çalışmalarımız var. Tiyatro çalışmalarımız var. Herkes rol alıyor. Canlı yayınlara davet edildiğinde örneklerle birlikte gidiyoruz. Spor aktiviteleri, geziler düzenliyoruz. Büyük alışveriş merkezlerine gidiyoruz. Orada önemli olan yabancı kişilerle diyaloga girmek.

EDA: Diğer stüdyo konuğumuzu tanımak istiyorum. Yusuf neler yaşadın eğitimden önce?
YUSUF DURMAZ: Dünya konuşma merkezine gitmeden önce arkadaş ortamlarından uzaktım. Okulda olsun, askerde olsun sürekli bunun ezikliğini yaşadım. Komutanımız çağırdığında tekmil istiyordu ama o anki heyecanla ağzım kilitleniyordu. Ya da okulda tartışılan bir konuyu doğru bilseniz bile konuşamıyorsunuz.

EDA: Bununla birlikte çevre baskısı da var mıydı?
YUSUF DURMAZ: Çevre baskısı olarak değil de alay edildiği için ortamdan uzaklaşıyorsunuz. Şu an çok iyiyim. Ama dünya merkezini bulduğum için çok şanslıyım. Gelmek isteyenler için tavsiye ediyorum.

EDA: Mediha Hanım kekemelere nasıl davranılmalı?
MEDİHA GÜNEY: Öncelikle küçüklerde dediğimiz gibi 3 ila 7 yaşlarında başlıyor. Bir aile içersinde eğer çocukta kekemelik varsa anne baba arasındaki diyalog son derece huzurlu, hoşgörülü olması gerekiyor. Çocuklar bardak kırabilir, bir şeyler dökebilir, yaramazlık yapabilir… Anne ve babanın onlara asla sert bir şekilde çıkışmadan, vurmadan, dövmeden güzel güzel konuşması ve hoşgörülü davranması gerekiyor.

EDA: Ses tonunu yükseltmek bile etkiliyor değil mi?
MEDİHA GÜNEY: Ses tonunu yükseltmek bile çocukların kekemeliğini son safhaya getirebiliyor. Kavgalı bir ortamda tamimiyle kekemelik en yüksek düzeye çıkmış olabiliyor, tikler olabiliyor. Anne baba bunu daha fazla tetiklemiş olabiliyor.

GENETİK DEĞİL

EDA: Yani bu gibi durumda kekemelik daha fazla belirginleşiyor. Peki genetik diyebilir miyiz?
MEDİHA GÜNEY: Kekemelik bir hastalık olmadığı için kimse kekeme olarakl dünyaya gelmiyor. Daha çok anne baba da olduğu zaman bu tür çocuklarda ufak tefek bir korku geçirdikten sonra veya havale sonucu kekemeliğe daha yatkın olabiliyorlar.

EDA: Menenjit hastalığının bıraktığı bazı hasarlar var. Bu hasarlar kekemelikte de oluyor mu?
MEDİHA GÜNEY: Ağır bir havale sonucu beyin hücrelerinde hasarlar oluşuyor. Ve bir daha geri dönüşü olmuyor. Kekemelikte başlamış olabiliyor. Fakat bu egzersizleri, tekniği ve yöntemi uyguladıktan sonra kekemelik düzeliyor. Burada bırakılan hasar da çok önemli. Eğer kişide algılama sorun varsa biz bu algılama sorununa müdahale edemiyoruz. O öyle kalabiliyor ama kişi yanımızda tekniği ve yöntemi uyguladıktan sonra belli bir zaman içerisinde yeni konuşma alışkanlığını da benimsemesi gerekiyor. Okuma ve konuşma düzgün bir şekilde devam ediyor. Kişiler havale geçirdikten sonra kekemeliğin derecesi çok önemli oluyor. Daha doğrusu hastalık kişinin algılama özelliğinde ne kadar hasar bıraktığı çok önemli. Artık burada tedaviler sonrasında %60 - %70 oranında sonuç alabiliyoruz. Algılamasında hasar oluşmuş kişilerde olumlu sonuç beklemek mümkün değil. Çünkü zaten bir algılama eksikliği var. Bizim ondan istediğimiz şeyleri uygulayamıyor. Olay tamamen buradan kaynaklanıyor.

KEKEMELİĞİN İLACI YOK

EDA: Halk arasında kekemelik bir hastalık olarak görülüyor. Ama hastalıkların ilaçlarla tedavileri oluyor fakat siz çok farklı bir yöntem uyguluyorsunuz.
MEDİHA GÜNEY: Kekemeliğin bir ilacı yok. Kişiler çeşitli yerlere gidiyorlar antidepresan ilaçlar kullanıyorlar. Bu ilaçlar geçici olarak kişiyi sadece sakinleştiriyor. Ama asla o kekemeliği iyileştiremiyor. Ben küçücük çocukların ( 8yaş, 10 yaş fark etmiyor) antidepresan ilaçlarını kullanmalarına çok karşıyım. Onlar ağır bir depresyon geçirmiyorlar ki. Böyle bir şey söz konusu değil.

EDA: Harflerde zorlanma oluyor mu? Zor söyledikleri harfler oluyor mu?
MEDİHA GÜNEY:Genelde k harfi, s harfi, t harfi ortalama olarak daha çok sorun olan harfler. Ama kişisine göre değişiyor. Kimi y harfinde zorlanır kimi l harfinde zorlanır ama kişiler genelde sessiz harflerde daha çok zorluk çekiyor. Bu kişiden kişiye değişiyor.

Bu haber toplam 17463 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum