1. HABERLER

  2. MAKALELER

  3. Yeme Bozuklukları ve Duygusal İstismar

Yeme Bozuklukları ve Duygusal İstismar

Bu olgu sunumunda, gelişiminde psikolojik etmenler ve travmatik yaşantılarının önemli olduğu anoreksiya nervoza (tıkınan, çıkaran tip) tanısı alan genç kadın hasta aktarılacaktır.

A+A-

TARTIŞMA

Sunulan olguda bağımlı kişilik özellikleri ön planda olup, ebeveynlerinde, özellikle annesinde, mükemmeliyetçi kişilik yapısı dikkat çekiciydi. Baba figürü anne kadar baskın değildi, evde ağabey, daha çok sözü geçen, sözü dinlenen bir erkek figürüydü. Yeme bozukluklarının oluşumunda kişilik özellikleri ve bozukluklarının önemli yeri vardır. 1983-1998 yılları arasında yapılan 28 çalışmanın meta analizinde, yeme bozukluğu olan hastaların %58’inde bir kişilik bozukluğunun eşlik ettiği, bulimiya nervoza hastalarında B kümesi kişilik bozukluklarının (%44) ve bu kümeden sınır kişilik bozukluğunun (%31), anoreksiya nervoza hastalarındakine göre fazla olduğu, diğer taraftan C kümesi kişilik bozuklukları açısından anoreksiya nervoza (%45) ve bulimiya nervoza (%44) arasında bir fark bulunmadığı saptanmıştır (10). Sunulan olguda C kümesi kişilik özellikleri ve mükemmeliyetçilik belirgindi.

Yeme bozuklukları risk etmenleri arasında; genel ve sosyal etmenlerin (cinsiyet, kültür gibi), ailesel etmenlerin (ailesel obezite, ebeveyn psikopatolojisi, aile ilişkileri, iletişim şekilleri gibi), gelişimsel etmenlerin (premorbid obezite, çocukluk çağı yeme sorunları, ergenlik yaşı ve süreci, bedenle ilgili yanlış yorumlar, çocukluk çağı anksiyete bozuklukları gibi), yaşam olaylarının (fiziksel, cinsel kötüye kullanım gibi), psikolojik ve davranışsal etmenlerin (diyet, bedenle ilgili aşırı uğraşlar, beden memnuniyetsizliği, düşük kendilik saygısı, mükemmeliyetçilik, anksiyete bozuklukları, alkol/madde kötüye kullanımı gibi) ve biyolojik etmenlerin (genetik, nöroendokrin patolojiler, EEG değişiklikleri gibi) rol oynadığı bilinse de, psikopatolojiyi tam olarak hangilerinin ve nasıl başlattığı netlik kazanmış değildir (1). Yapılan birçok çalışma cinsel kötüye kullanımın, yeme bozukluklarındaki tıkınırcasına yeme-çıkarma davranışlarıyla ilişkili olduğunu göstermiştir (4,11-13). Cinsel kötüye kullanım öyküsü olan yeme bozukluğu hastalarında, travma sonrası stres bozukluğu belirtileri geliştirme ihtimali daha yüksek bulunmuştur (14). Sunulan olguda cinsel kötüye kullanım tanımlanmamakla birlikte, çocukluk döneminde duygusal ihmal söz konusuydu. Bu durum anne tarafından kabul ediliyordu, hasta ile konuşulduğunda da o dönemde kendisini ihmal edilmiş hissettiğini ifade ediyordu.

Yeme bozuklukları psikopatolojisinde son yıllarda duygusal kötüye kullanım göz önünde bulundurulmaya başlanmış, cinsel ve fiziksel kötüye kullanımda olduğu gibi yeme belirtileriyle ilişkili olduğu düşünülmüştür (15,16). Duygusal kötüye kullanımın kadın ve erkekte beden memnuniyetini bozduğu, kendilik saygısını azalttığı anlaşılmıştır (16,19). Dahası, çocuklukta yaşanan travmatik yaşantıların, duygusal kötüye kullanımın aleksitimiye yol açtığı, duygusal oluşum sürecini etkilediği, beden memnuniyetsizliği ve yeme davranışlarında değişiklikler meydana getirdiği bildirilmiştir (17).

Ringer ve Crittenden, yeme bozukluğu ölçütlerini karşılayan 62 kadın hasta ile yaptıkları bir çalışmada, aile ilişkilerinin ve bazı açık olmayan ailesel sorunların yeme bozuklukları etiyolojisinde rol oynadığını savunmuşlar ve hastaların tümünde bir aile üyesinin bir tehlike ile karşı karşıya kaldığı ya da öldüğünü, üçte birinde ise anne baba kavgaları, aileden birinde travma öyküsü olduğunu bildirmişlerdir (7). Sunulan olguda da benzer aile içi özellikler vardır. Aile içi çatışmalar, ihmal, ardından karşı cinsle ilişkilerindeki sorunlar, bedenini başkalarıyla karşılaştırması, kendi bedeninden memnuniyetsizliğe, beden algısının bozulmasına, yeme davranışının değişmesine yol açmıştır.

Bu haber toplam 78040 defa okunmuştur
Haberin Devamı 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.