1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Nöropsikoloji Üzerine Prof. Dr. Öget Öktem İle Söyleşi

Nöropsikoloji Üzerine Prof. Dr. Öget Öktem İle Söyleşi

Aktüel Psikoloji Şubat ayı söyleşi dosyası kapsamında Ebru Akkoyun Türkiye'nin ilk Nöropsikoloji Uzmanı Prof. Dr. Öget Öktem TANÖR İle görüştü. Oldukça ilgili çekici başlıkların yer aldığı söyleşinin ayrıntıları şöyle:

A+A-

5) Ne tür testler söz konusu?

Öncelikle ilk başta hastanın basit gündelik dikkatini ölçmek lazım. Yani gündelik dikkati tamamen yok olmuş konfüzyonda olan bir hastaya test uygulamamak lazım. Çünkü konfüzyonda tamamen dikkati kaybolmuş bir hasta her türlü alanı ölçen testte bozuk bir performans gösterir. Dikkate sekonder yani dikkatini veremediği için bozuk bir performans gösterir. O zaman karşısındaki Nöropsikolog yanılır. “Aa hastanın bütün bilişsel alanları yani beyninin her tarafı tutulmuş” gibi yanlış bir sonuca varır. Oysa aşırı dikkat bozukluğuna sekonder olarak teste dikkatini vermediği için yanıltabilir. Mesela görsel uzamsal teste dikkatini veremediği için bozuktur gibi görünür. Aslında görsel uzamsal işlevlerinde bir bozukluk yoktur. Bunun için ilk dikkat edilecek şey, karşımızdaki hastanın minimal düzeyde bir dikkatini koruyor olması bir de afazik olmaması lazım. Test yönergelerini anlıyor olması gerekir. Test yönergelerini anlamayacak derecede afazik bir hastaya test yapamazsınız. Çünkü ne istediğini, nasıl cevap vermesi gerektiğini, anlattığın yönergeyi anlamamıştır. O yüzden yapamıyordur. Onun için bir; anlaması tam. İki; dikkati az buçuk yerinde bir hastayla işe başlamak lazım. Buna rağmen ilk yapılacak test, hastanın sayı menzili testi olacaktır. İleri sayı menzili testi, geri sayı menzili… Yani 6 4 3 9 diyorsunuz ve hastadan aynısını 6 4 3 9 diye tekrarlamasını bekliyorsunuz. Bu dörtlük bir sayı menzili testi. Kaça kadar çıkıyor yani aşağı yukarı eğitim düzeyi ve yaşla kabaca belli ama herhalde bir altı sayı ileri ve 4 veya 5 sayı da geriye doğru söyleyebiliyor olması lazım. Normal performans ileriye doğru kaç söylediyse geriye doğru ondan bir ya da iki eksik söyleyebiliyor olması gerekir. İleriye doğru sekiz söyleyebilen hasta geriye doğru dört söyleyebiliyorsa hemen onun prefrontal karmaşık dikkat çalışma belleği işleyen bellek sorunu olabileceği akla gelebilir. Diğer testlerle ‘Öyle mi acaba?’ diye bakmak için oraya bir işaret konur. Bunun arkasından bir bellek testiyle başlamak lazım. Neden bu bellek testi? Öğrenme kısmını vereceksiniz, öğrenecek. Sonra aradan başka testlerin uygulandığı yani aklının başka bir şeyle meşgul olduğu en azından bir yarım saat kırk dakika geçtikten sonra uzun süreli belleğine yani uzun süreli depoya kaydettiği şeyi geri çağırmasına bakacağız. Bunun için önce bellek testlerini vermek lazım. İdeali tabi hem sözel hem görsel bellek testlerinin ikisini birden vermektir. Çünkü ikisi arasında fark varsa bu da bir şeyi gösterir bize. İki hemisfer arasında fark olduğunu gösterir. Ondan sonra yoğun bir şekilde preforontal işlevlere bakmak lazım. Prefrontal şebeke beynin en büyük kısmını içeren bir şebeke, network bir şebekedir. Çünkü sadece prefrontal korteks değil. Prefrontal korteks bu şebekenin kritik bölgesidir ama arka korteks, korteks altı yapı ile karşılıklı bağlantıları olan çok büyük bir şebekedir. Aracılık ettiği işlevler bir; karmaşık dikkat işlevleri. İki; entelektüel bazı işlevler… Mesela planlama yapma, soyutta düşünme gibi. Üç; sosyal ilişkilerle ilişkisi var bu prefrontal a şebekesinin. Bu üç alana ayrı ayrı bakmak ama özellikle karmaşık dikkat alanına bir sürü testle bakmak gerekir. Bir; dikkati odaklamak ve sürdürebilmek, iki; dikkatini bir oraya bir buraya yöneltebilmek, üç; o an için uygun olmayan tepki eğilimini bastırabilmek…

noropsikoloji,-alzheimer.jpgO an için uygun olmayan tepki eğilimini yaratan ve sonra onu bastırmasını isteyen testler var. Bunlara bakmak… Yani yürütücü ya da yönetici denen işlevler bunlar ve üç gruptan oluşuyorlar. Bu üç gruba ayrı ayrı bakmak gerekiyor. Sonra görsel uzamsal işlevlere bakmak gerekiyor. Görsel uzamsal işlevler de çünkü üç grupta toplanabilir. Bir ana grup vardır ki o ikiye ayrılıyor. Bir; ‘ne’yi tanımak. İki; ‘nerde’yi tanımak. Nerde yolu daha yukarıdan giden, ne yolu daha aşağıdan giden bir yol. Ne yolu daha obje tanıma, yüz tanıma... Bunun için Benton’un yüz tanıma testi kullanılır. Belli bir yüzün bir sürü diğer tanınan fotoğraflar içine karıştırılmış resimleri vardır. Mesela onları bulabilmek gibi. Nerde yolu ise yön bilgisi, hareket bilgisini içerir. Yine Benton’un çizgi yönü belirleme testi var. O kullanılır. Eğer o alanda bir bozukluk varsa dediğim gibi Simultanagnozi testi, sol yarı mekan ihmali testi gibi o alanı ilgilendiren birçok testler kullanılır. Yine karmaşık görsel algı iki ayrı bölümde ele alınıyor. Üç demiştim görsel uzamsal işlev grubu. Üçüncü grupta yapılandırma yani önüne konan bir şeyi kendi malzemeleriyle kopya edebilme, yaratabilme, yapılandırabilme, karmaşık bir şekli kendi kalemiyle kopya edebilme. Ya da küplerle oluşturulmuş bir desenin fotoğrafına bakarak kendi küpleriyle deseni oluşturabilme. Bu da yapılandırma becerisidir. Sonra da hemen o bellek testlerine geri dönüp ne kadar hatırladığına bakılır. Çünkü bütün demanslarda unutkanlık vardır ama Alzheimer Demansı ki bütün demansların %60 kadarını oluşturuyor, en çoğunu oluşturuyor. %40 kadar da bir sürü küçük küçük öteki demanslar dediğimiz şeyler var. Ve iki demans tipi arasındaki bellek profilinde şöyle bir fark var: Alzheimer Demansı hatırlamaz. Çünkü kaydetmemiştir. Çünkü Alzheimer hastalığı kaydetmemizi sağlayan hipokampüsler bölgesinden başlar. Niçin oradan başladığı bilinmiyor ama Alzheimer patolojisi ilk orda başlar ve Alzheimere girmekte olan bir hastanın ilk kaybettiği beceri kayıt becerisidir. Bu hasta kaydetmediği için unutur. Diğer demansların unutkanlığında onların hipokampüsü sağlamdır. Gayet güzel kaydederler ama executive işlev, karmaşık dikkat işlevi, yönetici yürütücü işlev bozukluğundan dolayı dikkatlerini iyi odaklayamadıkları için uzun süreli bellek deposuna oradan tutup getirme sorunları vardır. İşte o bellek testleriyle hasta ‘kaydetmediği için mi geri getiremiyor yoksa kaydetti ama dikkatini mi kullanıp geri getiremiyor?’ Bunu ayırt etmek mümkün. Nasıl mümkün derseniz önce hatırlamasını istiyorsunuz. Mesela on beş kelime öğrettiniz hastaya. “Hatırla” diyorsunuz. Diyelim ki üç kelime hatırlıyor. O zaman kalan on iki kelime için çoktan seçmeli tanıma yapıyorsunuz. “Bizim kelime şu muydu yoksa bu muydu yoksa o muydu?” gibi “Aa buydu!” deyip doğrudan doğruya seçip getiriyorsa tanımada… Yani tanıyorsa kelimeleri, bu Alzheimer demansı değildir. Çünkü kaydetmiş. Kendiliğinden geri getiremiyor ama siz seçenek verdiğinizde hemen tanıyor. Neden? Kaydetti çünkü. Alzheimer demansında ise tanımaz. Çünkü kaydetmemiştir. İstediğiniz kadar seçenekler arasında o kelimeyi de söyleyin fark etmez. Yani üç kendi hatırladıysa iki tane tanır belki. On beş kelimenin beşini kaydettiğini onunu hiç kaydetmediğini görürsünüz ve bu bir Alzheimer tipi demanstır diyebilirsiniz. Öbürleri üçünü kendi getirdi ama kalan on ikiyi tanıdı. O zaman toplam hatırlaması kendi hatırlaması artı tanıyarak hatırlaması toplamında on beş. Demek ki hepsini kaydetti ama çok azını geri getiriyor. Çünkü dikkatini kullanamıyor. Öbür demanslardan biridir dersiniz.

Devamı için 6. sayfayı tıklayınız

Bu haber toplam 142040 defa okunmuştur
Haberin Devamı 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum