1. HABERLER

  2. PSİKİYATRİ

  3. Uzmanlardan Distimik Depresyon Uyarısı

Uzmanlardan Distimik Depresyon Uyarısı

Distimik hastalığın tanınması ve erken tedavisi çok önemlidir. Çünkü gecikilmesinin faturası kişiye ve çevresine getirdiği yükler bakımından oldukça ağır olmaktadır...

A+A-
Distimik bozukluk, depresyonda görülen şikayetlerin daha hafif şiddette seyrettiği ancak uzun süre devam eden hastalık olarak tanımlanıyor.

Genelde çocukluk ya da ergenlik döneminde başlıyor. Kronik bir seyir izleyerek en az iki yıl sürüyor. Yani bireyin akademik ve sosyal olarak kendini en çok geliştirmesi gereken yılları etkisi altına alıyor. Hastalık bazı kişilerde yetişkin yaş döneminde başlayabiliyor. Zaman zaman bu tabloya majör depresyon ekleniyor ve sık sık yineleyebiliyor.

MUTLU OLAMAZLAR!

Uzmanlar, distiminin toplumda sık görülmesine rağmen hastalığın kişinin yaşam akışında ciddi bir değişikliğe yol açmadığı için fark edilmesinde gecikme olduğunu belirtiyor. Bu nedenle hastalığın erken teşhisinin önemli olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Semra Kaya Baripoğlu, "Hastalığın belirleyici özelliği kişinin isteksizlikten, ilgisizlikten yakınmasıdır. Ancak belirtiler genellikle dışarıdan gözlenmez. Çevresindekiler söylemese kişinin mutsuz, karamsar olduğunu fark etmezler. Uyku, iştah ve cinsel yaşamla ilgili sorunlar varsa da fark edilmeyecek düzeydedir. Ancak kişi hiçbir şeye motive olamamaktadır" diye konuştu.

Yaşamını işe adayanların hastalığı..

Kişinin normalde hoşlandığı aktivitelerden, hobilerinden de bir süre sonra zevk alamaz hale gelebileceğini anlatan Dr. Baripoğlu, "Çoğu zaman durgun, dalgın ve sessizdir. Hayat taşınması zorunlu, çok ağır bir yük gibidir. Kişi sadece temel sorumluluklarını yerine getirir. Başka şeyle ilgilenmez. Yaşamını işine adamış gibidir. Eğlenceye, sosyal aktiviteye enerjisi ve isteği kalmamıştır" ifadesini kullandı.

Çok çalışırlar ancak...

Bu hastalığa yakalananların çok çalışmalarına, üretici olmalarına karşın sürekli yetersizlik duygusu içinde olduklarına dikkat çeken Dr. Baripoğlu, "Kişi, bu hastalık nedeniyle var olan potansiyelini de tam olarak ortaya koyamaz. Kariyerinde hak ettiği seviyeye gelemez. Tüm bunlar kişinin yakın çevresiyle ilişkilerini bozar. Evlilikte görevlerini yerine getirememesine ve çatışmalara yol açar" şeklinde konuştu.

Faturası oldukça ağırdır

Distimik bozukluğu yaşayan kişinin kendisi de durumunu ''Ben kendimi bildim bileli böyleyim, depresifim' diye tanımladıklarını anlatan Dr. Baripoğlu, "Hastalık belirtilerini kendi kişilik özelliği sandığı için tedavi alma gereği duymaz. İçinde bulunduğu durumu öylece kabullenmiştir. Oysa bu hastalığın tanınması ve erken tedavisi çok önemlidir. Çünkü gecikilmesinin faturası kişiye ve çevresine getirdiği yükler bakımından oldukça ağır olmaktadır" dedi.

Tedavisi mümkün mü?

Distimik bozukluğun tedavisinde başlıca ilaç ve psikoterapiden yararlanıldığını anlatan Dr. Baripoğlu, şöyle devam etti: "Etkin bir tedavi planıyla hastalık belirtilerinde önemli ölçüde gerileme ve kişinin fonksiyonelliğinde belirgin artış sağlanmaktadır. Antidepresan grubu ilaçlar bu hastalıkta oldukça iyi etki gösterir. Koruyucu olarak ilaç tedavisine en az iki yıl devam etmek gerekir"

HABER: Münevver ÇAKIRTAŞ / İSTANBUL

Bu haber toplam 4928 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.