1. HABERLER

  2. YAŞAM

  3. 'Lösemiyle Yolculuk' Projesi Antalya'da

'Lösemiyle Yolculuk' Projesi Antalya'da

LÖSEV, ‘Lösemiyle Yolculuk’ projesi kapsamında yeni tanı almış çocukların ailelerinin katıldığı bir panel düzenledi

A+A-

LÖSEV, ‘Lösemiyle Yolculuk’ projesi kapsamında yeni tanı almış çocukların ailelerinin katıldığı bir panel düzenledi. Hastalara, hastalık boyunca yalnız olmadıklarını hissettirmek üzere başlatılan proje kapsamında çeşitli bilgiler verildi
 
Antalya'da, Lösemili Çocuklar Vakfı (LÖSEV) tarafından gerçekleştirilen ‘Lösemiyle Yolculuk’ Projesi kapsamında lösemi hastaları ve ailelerinin katıldığı bir panel düzenlendi. Özgecan Aslan Kültür Merkezi'nde düzenlenen panelde lösemiye yeni yakalanan çocukların ailelerine, lösemi hastalığı, tedavi süreci ve bu süreçte karşılaşılacak zorluklarla ilgili olarak bilgiler verildi. Hematoloji Uzmanı Dr. Ramazan Erdem, Gıda Mühendisi Filiz Aldemir ve Uzman Psikolog Başak İnan konuşmacı olarak katıldı. Panelde konuşan Dr. Ramazan Erdem, lösemi hastaları ve ailelerin bu sıkıntılı süreçte nelerle karşılaşabilecekleri ve tedavi süreci ile ilgili bilgiler verdi.
 
Tedavi sürecinde beslenme

Gıda Mühendisi Filiz Aldemir ise katılımcılara tedavi sürecinde beslenme ve dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. Aldemir, yoğun tedavi süreci ve bedensel rahatsızlıkların arttığı dönemlerde hastaların özellikle bol su tüketmesi tavsiyesinde bulunurken, bol sebze tüketimi, yoğurt ve ayranın yanı sıra, ilikli kemik suyu, bal, polen, propolis ve arı sütü önerisinde bulundu. Löseminin çok zorlu ve aşılması güç bir süreç olduğunu belirten Uzman Psikolog Başak İnan ise hastalığın ilk öğrenildiği andan itibaren tedavi sürecinde güçlü olunması gerektiğinin altını çizdi.  İnan, ciddi hastalıkların insanlar için birer travma olduğunu ve insanların bu travmaları belirli evrelerden geçerek yaşadıklarını söyledi.
 
Hastalıkta yaşanan evreler

Lösemi veya diğer kanser türlerinden bir hastalığın öğrenildiği anda ilk yaşanan durumun inkar evresi olduğunun altını çizen İnan, "İnsan bu kadar kötü adlandırılan ve ölümü çağrıştıran bir hastalıkla yüzleşmek istemiyor. Dolayısıyla bu tarz bir hastalıkla ilk karşılaştığımız zaman önce inkar ediyoruz. Ardından bunun öfkesini yaşamaya başlıyoruz. 'Ben sağlıklı beslendim, yürüyüş yaptım, benim genetiğimde de böyle bir şey yok" diyerek öfkesini yaşamaya başlıyoruz. Bu sürecin ardından pazarlık durumuna giriliyor. ‘Saçlarım dökülmesin, tedavinin şu kadarını olayım, bu kadarını olmayayım' diyerek kendi kendinize pazarlık yapıyorsunuz. Bir sonraki evre ise 'mutsuzluk evresi.' Bununla nasıl baş edeceğinizi bilmiyorsunuz" ifadelerini kullandı.

‘En önemlisi kabullenmek’

Hastalık sürecinde yaşanan evrelerin en önemlisinin ‘kabullenme evresi’ olduğunu söyleyen Uzman Psikolog Başak İnan, "Bu evrelerin en önemlisi kabullenme evresi. Çünkü biz hayatımız boyunca bir şeyi kabullenirsek onunla savaşırız. Eğer kabullenemiyorsanız, tıbbi açıdan tedavisi olsa da bununla mücadele edemezsiniz. Eğer sizin bu hastalıkla savaşacak ruhsal gücünüz yoksa  tedaviye gitmek bile istemiyorsunuz. Kendiniz haricinde eşiniz, çocuklarınız veya yakın birisi konu olduğunda ise onlardan çok stresi sizler yaşıyorsunuz. Özellikle çocuklarında bu hastalığı olanlar için söylüyorum. Sizin başedemediğiniz şeyle, çocuklarınız başedemez. Eğer kişi ya da çocuk hayatındaki sorunlarla baş etmeyi bilmiyorsa, hastalıkla da başedemez" şeklinde konuştu.

‘Hastalığınızı kıyaslamayın’

Hastalığın ilk öğrenildiği andan itibaren tedavi sürecinde dikkat edilmesi gereken ve yapılmaması gereken noktalara da değinen İnan, “Öncelikle başkalarının hastalıkları ile kendi hastalığınızı kıyaslamayın. Herkesin hastalıkla başetme süresi fizyolojik, biyolojik ve ruhsal olarak da farklıdır. Dolayısıyla siz aynı evrede bile olsanız, tedaviye aynı sürede bile başlasanız başkasının tedavisi ile kendi tedavinizi kıyaslamamanız gerekir. İkinci olarak sosyal hayattan vazgeçmemeniz gerekir. Tedavi süreci ve bazı yasaklar sosyal hayattan koparabiliyor. Doktorunuzun ve enerjinizin izin verdiği sürece ne çocuğunuzu ne kendinizi sosyal hayattan alıkoymayın. Lösemi ve kanser zor bir hastalık ama sonuçta tedavisi olan bir hastalık” dedi. Panel, fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.

Kaynak

Bu haber toplam 2048 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.