1. HABERLER

  2. MAKALELER

  3. Foucault’un ‘özne’si Freud’un ‘özne’sine karşı

Foucault’un ‘özne’si Freud’un ‘özne’sine karşı

Mansfield 1960 ve 1970’lerde düşünceleri öznellik tartışmasına egemen olmuş Foucault, Freud, Nietzsche, Heidegger gibi kuramcılar üzerinden 1980 ve 90’ların cinsellik, cinsiyet, etnikçilik vs. konularını tartışıyor.

A+A-

MURAT GÜZEL / STAR GAZETESİ


MODERN kültür ve siyasetin en netameli konularının başında gelir öznellik ve kendilik sorunu. Fransız filozof Jacques Derrida’nın deyişiyle modern toplumları sıkıştıran kaygıların başında ‘özne’ ve ‘kim’in yaşadığı sorunu önceliklidir.

Modern benlik tasavvurları bir yandan son derece biçimsel ve son derece soyut kavramlarken bir yandan da çok canlı ve yoğun duyguların buluştuğu bir kavşak noktası işlevini görür. Modern ve postmodern kültürün merkezi temalarından birini hem yaşanmış deneyimler hem de öne çıkan anlamların buluştuğu bu ‘kendilik’ tasavvurlarının bu kültürlerdeki tanımlanabilir ve tanımlanamaz bileşenlerinin doğurduğu sorunlar oluşturur.

Özellikle postmodern dönem duygularımızı ifade etmekte tutarlı kalmaya zorlandığımız bir dönem olarak karakterize edilebilir. Ne istediğimizle ilgili magaziner anket formaları doldurmamız, beğendiğimiz politikacılarla ilgili inceleme ve araştırmalara girişmemiz, reklam kampanyalarından nasıl etkilendiğimizi araştırmak üzere oluşturulmuş denek gruplarına dahil olmamız, bütünüyle duygularımızı tahrik etmek üzere tasarlanmış ve görselleştirilmiş suç, kaza, savaş ve spor program ve haberlerine dikkat kesilmemiz beklenir bizden.

Havuzdan şampiyon olarak çıkan olimpik yüzücüler, kazadan sıyrık bile almadan kurtulan kazazede, depremde kardeşini, oğlunu ya da kızını kaybeden vatandaş, penaltıya sebebiyet veren ya da kırmızı kart gören futbolcu kamera ve mikrofonlara o an ne hissettiğini söylemek zorunda bırakılır.

Kendilik ve öznellik

Kendilik ve öznellik sorunları bugün bütün bu deneyimler tarafından Baudrillard’ın nitelemesiyle ‘kişinin artık Ben diyebildiği noktaya değil, tersine Ben demesinin ya da dememesinin öneminin olmadığı bir noktaya doğru’ savrulmuş ve özellikle son 30 yıldaki etkili düşünürler arasındaki yoğun tartışmalara sebebiyet vermiştir.

Nick Mansfield, özellikle Batı düşüncesinde Freud’dan günümüze öznellik ve kendilik tasavvurlarındaki değişim ve görüş farklılıklarını incelediği kitabında özneyi iktidar, bilim ya da teknolojinin bir etkisi olarak düşünen Nietzsche, Foucault, Heidegger gibi düşünürlerle cinsellik ve toplumsal cinsiyet tartışmalarından feminist argümanlara kadar bir dizi konu ve düşünür etrafında Foucault’cu ‘soykütükçü’ bir tavırla irdeliyor.

Kitabında Mansfield anlaşılır bir dille 1960 ve 1970’lerde düşünceleri öznellik tartışmasına egemen olmuş kuramcıları kuşatarak aynı şekilde 1980 ve 90’larda tartışmanın odağında yer alan önemli sorunlara yöneliyor.

Mansfield bütün bu tartışmaları Freud, Lacan, Foucault, Irigaray, Kristeva ya da Deleuze ve Guattari’nin eserleri aracılığıyla yapmak yerine cinsellik, cinsiyet, etnikçilik ve teknoloji konuları ve sorunlarına odaklanarak inceliyor.

Düşüncenin kampları

Mansfield’ın kitabında öne sürdüğü temel sav, bu tartışmaların ve özne kuramlarının iki ana kampa ayrılmış ve edebi/kültürel kuram ve araştırmalar alanında hakim duruma gelmiş olduğudur. Bu iki yaklaşım ve ana kampın başlarını Freud ile Foucault çeker.

Freud’un ve takipçilerinin kuramı öznel bir Özne kuramıyken Foucault ve ona benzer düşünceler ileri sürenlerin kuramları ise karşı-öznel bir Özne yaklaşımı oluşturur.

Mansfield’a göre bu iki düşünce okulunun ortak olarak yaptıkları şey, Aydınlanma’nın mirası olan özne modelinden ayrılmalarıdır.

Her iki düşünce okulu da bunun büyük bir yanılgı olduğunu ve öznenin bir toplumsal inşa olduğunu göstermeye yönelir.

Masnfield’ın kitabı bütün bu konu ve tartışmaları düşünürlerin eserlerine sık sık başvurmadan, sade okurun da anlayabileceği tutarlı bir dille aktarıyor

Bu haber toplam 13698 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.