1. HABERLER

  2. RÖPORTAJ

  3. Dr. Agah AYDIN İle İlişki, Evlilik, İnternet, Aşk - Röportaj

Dr. Agah AYDIN İle İlişki, Evlilik, İnternet, Aşk - Röportaj

Aktüel Psikoloji içerik editörü, Ebru AKKOYUN, bu ay Türkiye'nin önemli psikiyatri uzmanlarından aynı zamanda psikoterapist Dr. Agah Aydın ile "İlişki-Evlilik-İnternet-Aşk" konusu hakkında söyleşi yaptı.

A+A-

Günümüzde birey düzeyinde söz konusu psikolojik değişimler nelerdir, psikopatolojik olarak klinikte nelerle karşılaşıyorsunuz?

Her toplum, her ekonomik yapı ve ona bağlı olarak ortaya çıkan kültürel yapı, söylem kendi psikopatolojilerini üretir. Toplumsal bir varlık olarak insanın var olmak için, mükemmel, tam olmak için içinde yaşadığı toplumdan cevabını beklediği soru şudur: “Bana tam olmak için, mutlu olmak için ne yapmam gerektiğini söyle”... Mevcut toplum, özelde ‘Kapitalist söylem’ ise bu soruyu şöyle yanıtlamaktadır; senin kim olduğunu sahip olduğun nesneler, mallar belirler... İşte, kim olduğunu belirleyen ve istediğin zaman sahip olabileceğin nesneler... Hepsini ürettik, üretiyoruz! “İstersen olur!”,  “Eğlen, mutlu ol, zevk al!”... Hatta yeterince spor yapar, sağlıklı beslenirsen, doktora geç kalmazsan ölmeyeceksin! Oysa insanlar hala ölüyor ve ölecek de... İnsan neye sahip olursa olsun, hala mutsuz olabiliyor... Sonuç da insan sınırlı bir varlık ve bu sınırlılığını kabul etmek zorunda. Ancak bu sınırlılığını kabul edebilen biri, ötekilerle bir arada yaşayabilir, ötekilerine saygı gösterebilir ve en nihayetinde ancak bu sınırlılığını kabul ederse yaşamaya devam edip, grup bağlarını sürdürebilir, mutlu ilişkiler yaşayabilir. Artık insan yavrusuna tüketici deniyor; kazan, harca, haz al! Bu ‘geri dönüşümsüz’ psikopati onu dönülmez akşamın ufkunda ‘ruhsuz’ bıraktı!

Günümüz söyleminde yasak olana ve olanaksıza yer yok, sanki yeterince istenir ve çalışılırsa her şeye sahip olunabilirmiş gibi... Oysa toplumsal bir varlığın istekleri, özgürlüğü en hafifinden ötekilerin istedikleri ve özgürlükleri ile sınırlıdır. Diğer taraftan insanın bulduğu, bulacağı hiç bir nesne onu mutlak doyuma ulaştıramaz. Günümüz insanı onu mutlak doyuma ulaştıracağını sandığı her başarıya, her nesneye ulaştığında, daha büyük bir hayal kırıklığı ve daha büyük bir yalnızlık, karamsarlık ve ulaşamayacağı daha çok hedefle karşı karşıya kalıyor. Herkes herkese benziyor artık! Tokyolular, Londralılar, İstanbullular birörnek giyiniyor, birörnek spor yapıyor. Giderek tekleşip azalıyoruz!

Sonuç olarak mevcut yaşam biçimi dikkatleri dağınık, hiç bir işe, ortama, ilişkiye odaklanamayan, yerinde duramayan çocukların, erişkinlerin artmasına, depresyonun ve özellikle sınırda (borderline) kişilik örgütlenmesi olan insanların çoğalmasına neden oldu. Örneğin 20-30 yıl önce yüzde bir iki oranında görülen borderline kişilik örgütlenmesi olan insanlar, bugün dünya nüfusunun dörtte birini oluşturuyor durumda.

İnsanların sosyal medya ve diğer iletişim araçlarının kullanması, birbirlerine kolay ulaşılabilirliği ilişki bağlarını zayıflattı mı?

Tam tersine aslında... İnternet ve sosyal medya ilişkileri zayıflatmadı, zayıflamış, kopmuş olan ilişkilerin bir sonucu olarak yaygınlaştı. Temel sorun yalnızlaşma ve yabancılaşmadır, bunun müsebbibi de internet değil ekonomik liberalizimdir. Mevcut ekonomik sistemin neden olduğu yabancılaşma ve yalnızlaşma hastalıklarını –sen internet bağımlısısın, şusun, busun, ahlaksızsın diye bireyi suçlayarak kurtulamayız, kapatamayız. Bu yama bu deliği körlemez.

agah-aydin-001.jpg

İnternet üzerinden kurulan sanal ilişkiler mi, yoksa gerçek ilişkiler mi daha sağlıklı?

Bu haber toplam 85167 defa okunmuştur
Haberin Devamı 1 2 3 4 5 6 7 8 

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.