1. HABERLER

  2. GENEL-SAĞLIK

  3. 3 Boyutlu Filmler Göz Sağlığımızla Oynuyor

3 Boyutlu Filmler Göz Sağlığımızla Oynuyor

3D filmleri izlerken kendinizi filmin içinde gibi hissediiyoruz ama, "Derinlik Duygusunu Yaşayayım" derken göz sağlığımızdan oluyoruz...

A+A-

Sinemada film izlerken genelde seyirciler, heyecan ve aksiyonu daha fazla yaşamak adına kendini o sahnelerin içine katmak isterler. Üç boyutlu sinemalarda bu mümkündür ama uzun süreli kullanımlar göz sağlığına zararlıdır.

Sinemada film izlerken genelde seyirciler, heyecan ve aksiyonu daha fazla yaşamak adına kendini o sahnelerin içine katmak isterler. Daha önceleri bu durum sadece "ben de orada olsaydım" ya da "daha yakından görebilseydim" yakınmalarıyla bir hayal olsa da, artık ilerleyenteknolojiile kişinin kendini sahnelerin içinde hissetmesi gerçeğe dönüşüyor.

İzleyiciler artık sadece dikdörtgen bir çerçeveden değil, derinlik duygusu verilen görüntüler ile ayrıcalıklı izleme şansını yakalayabilmekte. Tüm bunlar artık 3D (3 boyutlu) görüntü ile hayata geçmiş durumda. Sinemalar "gerçek film keyfi" şeklinde özel atmosferler oluşturarak günden güne daha fazla insanı 3 boyutlu görüntü ile tanıştırıyor. Ancak her geçen gün popülerliği daha da artan 3D teknolojisinin beraberinde birçok soruyu ve sorunu getirdiği bu inanılmaz teknolojinin bilinmeyen yüzünü oluşturuyor. Daha tam olarak tanınamayan 3D teknolojisi hakkında bilinmeyen pek çok nokta var. Gözlerin alışık olmadığı 3 boyutlu görüntü ile saatlerce film izlemek göz ve kulak sağlığı açısından ciddi sonuçlar doğurabiliyor.

"Derinlik duygusunu yaşayayım" derken dikkatli olun

Daha gerçekçi bir görüntü ile film seyretmek, oyun oynamak için takılan 3 boyutlu gözlükler sayesinde, görüntü çok daha net, parlak ve gerçek bir şekilde algılanır. 3 boyutlu filmler; aynı görüntünün, farklı açılardan çekilip üst üste konularak yapay bir derinlik hissi verilmesiyle oluşur. Böylelikle iki boyutlu ekranda soyut üç boyutlu görüntüler oluşturulmaktadır. 3 boyutlu görüntü sürecinde; her iki gözden beyne gönderilen görüntüler, beyin tarafından tek görüntü haline çevrilip derinlik hissinin de etkisiyle sahneleri sanki gerçekmiş gibi yaşatarak görülmesini sağlar. Bir kalemi okuma mesafesinde gözlerinizin önünde tutup sol gözünüzü kapatın ve sağ gözünüzle bakın; sonra sağı kapatıp sol gözünüzü açıp bakın. Kalemin yerinin değiştiğini göreceksiniz. Aslında bir yer değişikliği yoktur; bunu yaparak iki gözün görüntüsünün farkını algılarsınız; bu da kalemin hareket ettiği izlemini verir. İşte 3 boyutlu gözlüklerin çalışma prensibi iki gözün bu görüntü farkına dayanmaktadır. Kırmızı, yeşil ya da polarize filtreli 3D gözlüklerde sağ ve sol göze başka görüntüler gelmekte; bu iki görüntü beyinde birleştirilmekte ve derinlik hissi ile 3 boyutlu olarak algılanmaktadır.

Uzun süreli kullanım algılama bozukluğuna neden oluyor

Daha önce maruz kalınmayan 3 boyutlu görüntü ile gözümüz ve görme algımız değişmektedir. Bu nedenle uzun süre 3 boyutlu film veya görüntü izlenmesi halinde gözde yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi ve mide bulantısı gibi araç tutmasına benzer etkiler oluşabilir. Hatta bazı özel görüntü ve ışıklar, epilepsi (sara) ve migren gibi rahatsızlıkları tetikleyebilmektedir. Bu türsağlıksorunlarının ortaya çıkmasının nedeni algı ve denge bozukluğunun yaşanmasıdır. 3 boyutlu görüntüde her şey size yaklaşır; ancak siz hareket etmezsiniz; dolayısıyla görsel uyarı sistemi ile denge sistemlerinin beraber çalışmaması; yani bir algılama ve denge bozukluğu yaşanabilmektedir. Gözlerinde ufak kırma kusuru olan ya da gözlüğü yetersiz kalanların uzun süre 3 boyutlu film veya görüntü izlemesi sonucu; yorgunluk, baş ve göz ağrısı yaşayabileceğinden uzun süre kullanılmaması tavsiye edilmektedir.

Göz yorgunluğu ve göz kayması görülebilir

Film izlemek ya da oyun oynamak için takılan 3 boyutlu gözlüklere rağmen derinliği hissedememe gibi durumlar söz konusu olabilmektedir. Bu algılayamama durumları gözlerinde gizli ya da belirgin kayma, düzeltilmemiş kırma kusuru, yüksek numara göz bozuklukları ve göz tembelliği olan kişilerde oluşabilmektedir. Bu tür göz sağlığı sorunları yaşayan kişilerde 3D gözlük takılmasıyla çift görme oluşur. Kişi 3 boyutlu olarak göremediğinden; aşırı odaklanma ile görme gayretinde bulunacaktır. Bunun sonucu olarak göz yorgunluğu ya da gözünde kayma şikayetlerinde bir artış olacaktır. Bu tip sorunlarla karşı karşıya kalan kişiler, film ya da oyun sonrası gözlükleri çıkarttığında çevreye uyum bozukluğu yaşayabilirler.

Zaman Pazar'dan Opr. Dr. Olcay Şahin'in yazısına göre, film ve oyunları daha gerçekçi kılmak adına seyircilere verilen 3 boyutlu gözlüklerin elbette bir maliyeti var. Sinema seyircilerinden gözlük için ayrı bir ücret alınmadığından kimi işletmeler bu gözlüklerin maliyetini azaltmak için hazırlattıkları gözlükleri, hiçbir dezenfekte işlemine tabi tutmadan tekrar tekrar kullanabilmektedir. Sinemalarda aynı gözlüklerin temizlenmeden kullanılması birçok mikrobik göz ve kapak enfeksiyonlarının bulaşması için uygun bir ortam oluşturmaktadır. Özellikle yaz aylarında viral veya bakteriyel konjunktiviti olan ve kapak hijyeni bozuk olan kişilerin taktığı gözlüklerin ortak kullanılması, göz ve cilt enfeksiyonlarının bulaşmasına sebep olabilecektir. Sinemalarda ve oyun alanlarında kullanılan 3D'li gözlüklerin uygun şartlarda steril edilmeleri sağlanmalı ya da tek kullanımlık (disposable) gözlükler tercih edilmelidir.

3 boyutlu gözlüklerle filmin ya da oyunun heyecanını daha fazla yaşamak elbette herkes için güzel olacaktır. Ancak çocuk veya yetişkin gözlerinin hiç de alışık olmadığı bu görüntü ile karşılaşma sürecinde dikkat edilmesi gereken noktalar vardır. Örneğin; film izlerken ya da oyun oynarken her yarım saatte bir gözleri dinlendirmek gerekir. Bu tür görüntüleri izlerken uzun süre bir yere odaklanmadan ötürü gözler daha az kırpılır; bu, gözlerde kurumayı artırır ve batma, yanma, sulanma, kızarıklık gibi şikayetlere yol açabilir. 3 boyutlu gözlüklerin yol açtığı sorunlardan dolayı bazı firmalar, 3D filmler veya görüntüler için 7 yaş sınırı getirmişlerdir. 7 yaş altı çocukların göz numarası ve göz yapısının tam gelişmemiş olması, ayrıca enfeksiyon riskinin küçük çocuklarda daha fazla olmasından dolayı 7 yaşın altındaki çocuklara uygun olmadığı düşünülmektedir.

Samanyoluhaber

Bu haber toplam 3833 defa okunmuştur

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.